Güney Öztürk

Sözcü

Tanklar, tüfekler tiyatrolar

ABD Başkanı Trump, başkent Washington DC'ye asker indirdi. Ulusal Muhafız birlikleri caddelerde devriye geziyor, yerel polis başkana bağlandı. Fiilen bir askeri işgal başlattı. Dayanağı mı 1973 tarihli Özerk Yönetim Yasası'nın, acil bir durumda başkana başkentin polis gücünü 30 günlüğüne devretme yetkisi ve yerel yönetim üzerinde doğrudan yetki ku

Yapay zekâ onların, geri zekâ bizim

SpotIfy'-ın kurucusu neden savaş dronuna yatırım yapar ünkü dünya yanıyor. Ve bu yangın, bazı milyarderlerde bir umut duygusu uyandırıyor. Otokrasiye karşı otonomi, kaosa karşı kontrol, istenmeyen ülkelere karşı çelik sinirli makineler... Ama kimse silah üreticisiyim demiyor. Yeni adı şu: Hard-tech girişimcisi. ★★★ 2025 yılına girerken artık netl

Kıtlığın matematiği!

Soğuk bir sabah vakti Varşova Gettosu'nda altı yaşındaki bir dilenci çocuk, pencereden uzatılan bir ekmek parçasına uzanamayacak kadar halsiz halde kaldırımda yatıyordu. 1941 baharına gelindiğinde, esnafın açlıktan baygınlık geçirmesi veya sokaklarda yatan cansız bedenlere rastlamak günlük hayatın olağan bir parçasıydı. Açlığın çıldırttığı bir baba

80 saniyeye bir ülke sığar

Sabah 07.41'de, siren çaldığında Kenji Tanaka hâlâ Fukuşima Dai-ni nükleer santralinin kontrol odasındaydı. Gürültü tanıdıktı, bastırılacak gibi de değildi. Tam 14 yıl önce, 11 Mart 2011'de, o aynı siren daha uzun, daha panik yüklü çalmıştı. O gün santral çökmüştü. Bugün ise, çökmesin diye her şey saniye saniye programlıydı. "Erken uyarı: Şiddetli

Yeni mezunlara kötü haber!

Türkiye'de artık işler çok kolay! Yeter ki bir cümleyi üçe böl, kimse anlamak için uğraşmasın. Tıpkı geçtiğimiz günlerde sosyal medyada çokça paylaşılan Pamukkale Üniversitesi Rektörü'nün demecinde olduğu gibi: "Üretmeye devam bilimsel üretimleri... Herkes, evlatlarımızı kamuya kazandırıp güzel hizmetler ettirmek için mücadele edeceğini vaat ediyor

Üç kütük kaldı geride

Evimin önünde üç ağaç vardı. Her biri ayrı güzel, ayrı görkemli. Camı açınca kokusu odaya dolardı; meltemle dans ettiklerinde hışırtıları yüreğe serinlik verirdi. Biri ıhlamurdu – çiçeklenince bütün mahalle o taze kokuyla sarhoş olurdu. Diğeri çınardı – kökleri kaldırım taşlarını bile kaldıracak kadar güçlü. Üçüncüsü ise at kestanesi – gölgesinde b

Pedala mı bastı prize mi taktı

Yokuşa tırmanıyorsun. Ciğerlerin yanıyor, bacakların acı içinde titriyor, nefesin kesiliyor. Arka dişliye almışsın zinciri ama yetmiyor. Her pedalda kalbin zonkluyor, gözlerin kararıyor. O anda, başka bir bisikletçi yanından süzülerek geçiyor. Ne nefesi dar ne yüzü terli. 'Zzzzzzzzzz...' diye sessiz bir torkla seni geçiyor. Dönüp bakıyorsun. Belki

Onlarınki astronot gibi!

Bizimkiler ise tişörtle cehenneme giriyor. Amerikalı orman işçisiyle Türk işçisinin farkı yangın kadar yakıcı... ★★★ Sırtında 25 kiloluk bir yük var. İçinde yangın barınağı, oksijen maskesi, ilk yardım çantası, su matarası, GPS, el feneri, çakı, radyo ve pompalı su tankı. Üzerindeki elbise sıradan bir kumaş değil, Nomex adı verilen özel bir yan

Karanlık fabrika!

Karanlık fabrika... Kulağa bilimkurgu gibi geliyor değil mi Ama Çin'de bu kavram gerçek. Üretim bantlarının başında ışık yok. İnsan da yok. Sadece robotlar var. Hatta ışık gereksiz çünkü çalışanın gözü yok. Vizörler, sensörler ve kolu bükülmeyen makineler var. 7/24 mesai, sıfır mola, sıfır sendika. ★★★ Çin'in yükselen markaları bu sistemi vitrin gi

Tarla akıllandı, biz akıllanmadık!

Bir tarlada dron dönüyor gökyüzünde. Altında binlerce dönüm mısır tarlası... Direksiyonsuz traktör, kendi kendine gidiyor. İçinde sürücü yok. iftçi kulübede Zoom toplantısında. Traktörün kamerası, milisaniyede toprağın rengini okuyup gübreyi damla damla hedefe yolluyor. Toprağın nemini ölçen sensörler karar veriyor: "Şuraya biraz su, şuraya biraz g