Çocukların ne izlediğine ve ne duyduğuna dikkat edin

Henüz 12 yaşında bir kız çocuğu, sınavdan düşük not aldığı için kendisiyle alay ettiğini öne sürdüğü sınıf arkadaşı Fatmanisa Yürekli'yi okul tuvaletinde önce hortumla dövdü, sonra bıçaklayarak öldürdü. Kadına, çocuğa, hayvana şiddeti ne yazık ki çok gördük ama çocuğun çocuğa bu yaptığı... Okul bahçesinde oyun oynaması gereken yaşta bir çocuk nasıl olur da böylesine korkunç bir cinayet işler Ne gördü ne yaşadı, kimden ne öğrendi de iş cinayete vardı İnanın aklım almıyor. Uzmanlar, toplumda yıllar içinde artan şiddet dili, şiddet içerikli bilgisayar oyunları ve dizi ile filmlere dikkat çekiyor.TÜRKİYE'DE YOĞUN BİR 'ŞİDDET SALGINI' VARToplum olarak şapkamızı önümüze koyup artık bir düşünme zamanı bence. Bu konularda güvendiğim hocalardan biridir, Çocuk ve Genç Psikiyatristi Doç. Dr. Veysi Çeri. Diyor ki: "Ölen kurban ama ölen kadar öldürenin de kurban olduğu gerçeğini gözden kaçırıyoruz. Son yıllarda toplumda her gün daha da artan bir şiddet salgını var. Hayvanlara, çocuklara, kadınlara, doktorlara, öğretmenlere ve hatta trafikte kurallara uyan sürücülere yönelik... Biri mezara biri cezaevine giden iki çocuğumuz da işte bu salgının en masum iki kurbanı maalesef."DAHA ÇOCUK YAŞTA ŞİDDETİ BENİMSİYORHaberin DevamıŞöyle devam ediyor, Doç. Dr. Çeri: "Ortada akran zorbalığı ve bu zorbalığa bıçakla cevap verilmesi gibi korkunç, bir o kadar da acı bir olay var. 12 yaşındaki katil zanlısı ve ailesi hakkında acımasız yorumlar yapılıyor sosyal medyada. Ancak ölen kadar öldürenin de çocuk olduğu ve bir çocuğu yetiştirenin de sadece ailesi olmadığı gerçeği gözden kaçırılıyor. Çocukların zihni, hayatlarının ilk gününden itibaren, aileleri kadar yakın çevreleri; akrabaları, komşuları, mahalledekiler ve sonrasında tüm ülke tarafından şekillenir. Bu da demek oluyor ki bu çocuğun kendisine yapılan zorbalığa böylesi uç bir tepki vererek, cinayet işlemesinde toplumun içinde bulunduğu ikliminin etkisi çok büyük. Şiddet normalleştirilmiş ve içselleştirilmiş durumda. Dizi ve filmlerdeki şiddet sahneleri, şiddet içerikli oyunlar, şiddet dilini benimseyen bir toplum var artık. Haliyle çocuk, daha erken yaşlarında kendisine yapılan bir haksızlığı ancak şiddet ile çözebileceğini öğreniyor ve bunun için cezalandırılmayacağını zannediyor."ZİHNİYET DEĞİŞİMİ ŞART"Yüzlerce araştırma var. Hepsi de TVmedyasosyal medyadaki şiddet içerikli yayınların çocukları saldırganlaştırdığını ortaya koymuş durumda. Sigara ile kanser arasındaki ilişki neyse şiddet ve toplumsal dil arasındaki ilişki de aynı. Siyasetçisi, hastası, doktoru... Toplumun en tepesinden en aşağısına... Hemen hemen her gün 'mahvetmekten', 'yok etmekten', 'parçalamaktan', 'hesap sormaktan' bahsediliyor. Kişi ya da kişiler 'Kötü', 'terörist', 'alçak', 'hain' ilan ediliyor. Filmlerde, dizilerde adam öldürene bir şey olmuyor. Gerçek hayatta da zaman zaman benzerleri yaşanıyor. Hal böyle olunca çocuk da kendi 'kötü'süne her şeyi yapabileceği ve bunun için bir ceza almayacağını düşünüyor. Bir daha benzerini yaşamamak için önce bu dil ve zihniyetin değişmesi şart."Haberin DevamıOKUL RUH SAĞLIĞI BİRİMLERİ KURULMALIPEKİ, ebeveynler olarak çocuğumuzun şiddet eğilimi olup olmadığını nasıl anlarızNasıl her sigara içen kanser olmuyorsa her şiddet içerikli dizi, film izleyip oyun oynayan da katil olmuyor. Bazıları, elbette çevrenin etkisi çok büyük ancak kin gütmeye, saldırganlığa daha yatkın ya da aşırı sinirli, saldırgan, duygu durumunu kontrol edemeyen, davranışuyum sorunları sergileyen, riskli işlere meyilli kişiler olabilir. Bunların hepsi gözlemlenebilir durumlardır ve yolunda gitmeyen bir durumun göstergesidir. İmdat çığlığıdır! Çocukta