Bir adet kurabiye 110 lira olur mu: İstanbul'daki fiyatlar Avrupa'yı solladı

5 kıtada 227 şehri kapsayan ve 2023'te açıklanan araştırmaya göre dünyanın en pahalı şehri Hong Kong'du.

İstanbul listeye 185'inci sıradan girmişti. Aynı araştırma bugün yapılsa sonuç ne olurdu sizce Bayram tatilinin son 4 gününü Avrupa'da geçiren biri olarak bence İstanbul, Avrupa'nın en pahalı şehri olarak ilk 10'u zorlar. Bu bayramda Yunan adalarına giden Türk turist sayısı üçe katlanmış.

Nedenini anlamak güç değil. Bodrum'da lahmacuna 900, plaj girişine 1000 TL vermek istemeyen soluğu komşuda almış. Sosyal medya paylaşımlarına da şöyle bir bakınca anlıyorum ki Avrupa, hem de kura rağmen, Türkiye'ye göre çok daha ucuz. Özellikle de restoran ve kafeler.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Gazeteci arkadaşımız Ersoy Özdem, Kuzguncuk'ta bir adet kurabiyenin 110 liradan satıldığının fotoğrafını da atınca şu soruyu sormak şart oldu: "Avrupa'dan pahalı olmayı nasıl başardık", "Esnafın durumdaki payı ne"

BU FİYATLAR BİZLERE BÜYÜK SAYGISIZLIK

Söz önce gazeteci arkadaşımız Ersoy Özdem'de: "Vallahi ben 110 lira etiketini gördüm ama ne yalan söyleyeyim kilo fiyatı sandım. Kurabiyeden bahsediyoruz sonuçta. Ne kadar pahalı olabilir ki değil mi 2 adet istedim, "230 lira" dedi. Sonradan anladım adet fiyatıymış... İstanbul'un en tarihi ve turistik semtlerinden biri, Kuzguncuk'ta. Canım çekti, bir de ayıp olmasın diye aldım. Ama mesele benim alabilmem değil ki! Gerçekten büyük saygısızlık bu bizim insanımıza."

FRANSA'DA ADEDİ 42 LİRA

Yeri gelmişken basit bir karşılaştırma yapayım. Tatilimin 2 gününde Strazburg'taydım. UNESCO'nun Dünya Mirası ilan ettiği Notre- Dame Katedrali sokağında, tarihi bir fırında (L'atelier 116- organik, el yapımı ve günlük ürün satıyor) bir çikolatalı, bir bademli kruvasan ile bir kahve ve çaya, Euro kuru 35 lira olmasına rağmen 239 lira ödedim. Yani Ersoy'un dişinin kavuğunu doldurmayacak kurabiyelere ödediğinden sadece 9 lira fazla. Yanında da çay ve kahve bedava.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı


SATINALMA GÜCÜNDE GERİLERDEYİZ

'Çok Gezenti' Burak Akkul'u tanımayan yoktur herhalde. İşi gereği eşi Seda ile dünyayı gezen bir seyyah o. "Nereden baksan bir ayda 3 Avrupa şehrine gidiyoruz" diyor. Haliyle Avrupa'nın nabzını benden daha iyi tutuyor. Otel, araç kiralama, yeme, içme, alışveriş derken İstanbul ile Avrupa şehirleri arasında kıyas yapması ricası ile arıyorum. Yorumu şöyle: "İstanbul 'pahalı' diyenler haklı. İstanbul'da yaşam maliyetleri Avrupa'dan çok yüksek. Bunu gittiğimiz her şehirde dramatik olarak görüyoruz. Bazen diyorlar ki 'Ama Avrupa'da zincir kahvecilerde de kahve 3 Euro. 105 lira.' Doğru. Ama birim fiyatı olarak bakılmalı. Türkiye'de asgari ücret 17 bin lira. Bir ayda 170 kahve alırsın. Almanya'da ise asgari ücret 1400 Euro ama 3 Euro'dan yaklaşık 470 kahve alırsın. Satınalma gücü açısından bakınca İstanbul'un ne kadar pahalı olduğu ve gerilerde olduğumuz net şekilde anlaşılıyor."

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

TÜKETİCİ TAVRINI KOYMAZSA NORMALLEŞME OLMAZ

Bazen şehirsel, bazen bölgesel bazen de mahallelere göre değişen fiyat politikaları ve fahiş fiyat uygulamalarını açıklayabilecek ekonomik bir kuram yaklaşım var mı Ekonomist Doç. Dr. Oğuz Demir'e göre bu durumun ana nedeni arz-talep dengesinden kaynaklı: "Burası İstanbul... Büyükşehir. Göçmeni, turisti, öğrencisi, beyaz yakalısı... Talep çok yüksek. Çok farklı gelir sınıfından milyonlarca insan aynı kentte yaşıyoruz. Sen belki alamıyorsun, sana göre pahalı. Ama başkası rahatlıkla alıyor ve ona pahalı da gelmiyor. O satıcı, günün sonunda malını rahatlıkla satabiliyor. Dolayısıyla üstündeki maliyet yükünü başka şehirlere kıyasla çok daha hızlı yansıtıyor ürüne. Fiyatlar bu derece artmalı mı Elbette hayır. Ama talep olduğu sürece, üretici de fiyatı, kendini güvende hissedecek ya da başka bir deyişle canının istediği şekilde arttırmaya devam edecektir. Bu noktada denetimden ziyade tüketicinin tavır koyması bana göre daha rasyonel sonuç getirir. Üretici zam yaparsa o malın elinde kalacağını bilmeli. Aksi takdirde piyasa normalleşmez