Siz çirkin değilsiniz!

Perihan Mağden'in "Babasız Kızlar Balosu" isimli şiirini bilir misiniz"bu davette topuğunuzun ya da kanadınızın biri kırık olmalı bu şartı yerine getirmeyenler kırık ön dişler ya da deşik ciğerlerle de katılabilirler"Baba Zula da şiirin iki dizesiyle bestelenmiş halini seslendirmişti vaktiyle:"Babamız bizi sevmedi.Çirkiniz! Çirkiniz!"Babası tarafından sevilmeyen kızlar kendilerini çirkin hisseder. Hayattaki ilk erkek figürlerinin sevgisinden yoksun bırakıldıkları için hiçbir zaman tam olarak kendilerine güvenmezler. O yoksunluk ki, üzerinde çalışılmadığı takdirde bir ömür sürecek değersizlik duygusunun santra atışıdır. Topuklarının ya da kanatlarının biri kırıktır. Ön dişleri kırıktır yahutciğerleri deşik. O kızlar kendilerini çirkin hissederler. Çünkü babaları onları sevmemiştir. Babalı yetimlerdir. Kalplerinde o koca boşluk yaşama devam ederken, tutup baba eksiklerini tamamlayacağını düşündükleri bir adama âşık olurlar. Şansları yaver giderse sarılıp sarmalanır, bir nebze iyi hissederler kendilerini. Ama çoğu aradığını bulamaz. Çünkü erkek kendisine eksiklik duygusuyla gelen kadını gözünden tanır. Onun babası olma sorumluluğunu almak istemez. O istemedikçe yetim kız diretir. Bağımlı ilişkilerin dinamiği de budur zaten. Adam ne kadar eziyet ederse etsin vazgeçmez babalı yetim kızlar. Zannederler ki, o adamla olabilirse babaları onları sevmiş olacaktır. Bilemezler tabii, hiçbir erkek baba boşluğunu dolduramaz.Bir hafta önce vizyona giren, yapımcılığını Mine Şengöz'ün yaptığı, senaryosunu Sema Kaygusuz ve Yıldız Bayazıt'ın yazdığı, Mehmet Binay ve Caner Alper'in yönettiği "Bergen" filmi, arabeskin 80'li yıllardaki en parlak ismi olan Bergen'in hayatını anlattığı kadar, 'babasız kız' dramını da başarıyla işliyor.1959 yılında Mersin'de yedi çocuklu bir ailenin en küçük kızı olarak dünyaya gelir Bergen, gerçek adıyla Belgin. Kocası tarafından aldatılan anne, yanına Belgin'i alarak Ankara'ya gider. Terzilikle geçimini sağlayan annesi ve kendisi. Koca Ankara'da bir başına. Baba yok. Değil mi ki Freud "Çocuklukta babanın koruyucu kanatları altında olmaktan daha güçlü bir gereksinim düşünemiyorum" der, en büyük gereksinimi açık bir yara gibidir Belgin'in. Müziğe yeteneği çocuk yaşta ortaya çıkmış, babası kendisine bir mandolin almıştır. Mandolinine babasına sarılır gibi sarılırken, boşluğuna en iyi gelen notalar sırtını sıvazlar. Gel zaman git zaman konservatuvar sınavlarına girer, birincilikle kazanır. Çello eğitimine başlar. Bir gün bir mağazada rastladığı ve alamayacağı kadar pahalı olan çellonun arkasında Bergen yazısını görür. Çellonun yapıldığı Norveç'in Bergen şehri. Aklına kazınır bu isim. Nitekim arkadaşlarıyla gittiği bir gece kulübünde söylediği şarkı beğenilince, işletme sahibinden sahneye çıkma daveti aldığında sahne ismi olur Bergen.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6717094;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6717094;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlarfiliz-aygunduzsiz-cirkin-degilsiniz-6717094' });Müziğe sığınan bir kadınİlk aşkı Abdullah ile kendi aralarında yüzük takarlar. Ama anne kimselere güvenemediğinden, kızı küçük olduğundan, okula devam ettiğinden hem sonra, bu nişana karşı çıkar. Abdullah'ı alır karşısına, kızını bırakmasını söyler. Sonra da ekler: "Belgin yetim büyüdü. Evlenirse yetimliği bitecek sanıyor".Okulu