Güzel haberler gelsin

Ekonomik, sosyal ve siyasî sahada pek çok olumsuz haber duyuluyor ve bu hal insanları ümitsizliğe sevk ediyor.Bu olumsuz haberlerin yanında ümit ve şevk veren haberler de var. Ne olursa olsun ümitsizliğin yanımıza yaklaşmasına ve yer tutmasına izin vermemek gerekir. Arka arkaya duyulan iki güzel haber, ümit var olmak gerektiğini tasdik ederken, aynı zamanda hadiselerden ibret almak gerektiğini de gösteriyor. Güzel haberlerin ilki Avustralya'dan geldi. Melborurne'da yaşayan Bobby Koh, bir arkadaşı vesilesiyle İslâmı ve Risale-i Nurlar'ı tanımış. Bobby Koh'un hikâyesi kendi dilinden özetle şöyle: "Çoğu benim mühtedi, yani sonradan Müslüman olduğumu düşünüyor. Fakat işin aslı öyle değil. Babam kendisi bir mühtedi. Ancak ben bir Müslüman olarak yetiştirilmedim. (...) Büyüyüp gençlik çağıma gelince babam benimle ciddî bir konuşma yaptı ve kendisinin Müslüman olduğunu, benim de Müslüman olup olmamak kendi tercihim olacağını söyledi. Şaşırmıştım çünkü babamı ne namaz kılarken ne de oruç tutarken görmüştüm. (...) Ondan sonra İslâm'ın hakikatini araştırmak benim merakım, vazifem hatta yaşam tarzım olmuştu. (Risale-i Nur'la nasıl tanıştınız) Müslüman olduğumu öğrenmemin üzerinden on yıl geçmişti. Bana yapılan nasihatler hep neticesiz kalıyordu. Kararım Avustralya'yı terk etmek ve dünyanın bir parçası olmaktı. Birkaç farklı iş başvurusunda bulundum. Bu başvurularımın birinde şirket, başvuru yapan diğer adaylarla birlikte gün boyu bize sınav ve değerlendirme yapacaktı. Erkenden gittim ve başka bir adayla tanıştım. Görüştüğümüzde beni İslâmî konuların konuşulduğu bir topluluğa dâvet etti. Gittiğim yer bir evin garajıydı. İşte benim ilk Risale-i Nur'la tanıştığım yer orası oldu. Risale-i Nur'dan çok küçük bir yer okudular fakat ben birçok sualime cevaplar buldum. Dinimin hakikatini anlamamın kapısı aralanmıştı. İşte budur dedim. Sorularımın cevapları burada. (...) Ben sadece İngilizce lisanından okudum Risaleleri orijinalinden okumaya henüz muvaffak olamadım. (...) Şu bana çok ilginç geliyor ki; Risale-i Nur grupları haricinde Risaleler çok az biliniyor. (...) Kitapları okumaya başladıktan sonra arkadaşlarıma sordum. 'Niye bana hiç Risalelerden bahsetmediniz' Onlar için sıradan bir kitap olduğunu söylediler. Belli ki okumamışlardı. (...) İnşallah Türkçe'yi öğrenip Risaleleri orijinalinden okumak ve Nur sohbetlerine daha çok anlayarak katılmak istiyorum. " (Emre Tuncel'in röportajı, Yeni Asya, 27 Aralık 2021) İkinci güzel haber de Amerika'nın Texsas şehrinden geldi. Ailesi Meksikalı