Siyasetin dili değişir mi

Siyaset dünyasının dilinin iyice kirlendiği, konuşmaların kırıcı olma sınırını çoktan geçtiğini herkes görüyor.Buna ilâve olarak kırıcı beyanlara artık çocukların da alet edilmesi kamuoyunda şaşkınlığa sebep oldu. Her ne kadar iktidarı destekleyenler bu dili savunmaya çalışsa da içten içe itiraz ettikleri de hissediliyor. Geçen gün bir çocuğun, cumhurbaşkanının bulunduğu otobüsün üzerine çıkartılıp muhalif siyasetçiler hakkında kem sözler söylemesi çok garip karşılandı. İktidarı destekleyen isimlerden biri, bu tavrı 'bir çuval inciri berbat etmeye' benzetip kınadı. Keşke büyük ekseriyet, bütün insaf ehli bu ve benzeri 'kötü dilli muhalefete' itiraz etmiş olsa. Belki o zaman siyasetçiler yaptıkları hatanın farkına varacaklar... Esasında 'kötü dil'in terk edilmesi için iyi bir fırsat var. "Mübarek üç aylar" başladı ve bu günler kavgaların, kırıcı konuşmaların ve çirkin muhalefetin sonunu getirebilir. Elbette bu sadece temenniden ibaret kalmamalı. Recep, Şaban ve nihayetinde Ramazan ve ömrü olanların göreceği üzere önümüzde bayram günleri var. Hele hele bu günler seçim havasında geçip de siyasî tartışmalar kırıcı hale gelirse milletin bu mübarek günlerden istifadesi de çok az olur ya da hiç olmaz. Oysa Türkiye'nin ve tabiî ki siyasetçilerin sükunete ihtiyacı vardır. "Konuşmam nereye gider Ne getirir, ne götürür" şeklinde tartılmadan sarf edilen siyasi sözler kısa dönem için siyasetçiye fayda gibi görünse de uzun dönemde kesinlikle fayda vermez. Siyasî havanın gerilmesi Türkiye'de siyaset yapan herkes için zararlıdır. Hem siyasetçiler niçin bir adım sonrasını dahi düşünmez halde sözler sarf ederler Tam aksine, on, hatta yüz adım sonrasının düşünülmesi icap etmez mi Gerek TV ekranlarında ve gerekse parti toplantılarında sarf edilen sözlerden sonra samimî olarak bir çatı altında toplanılabilir mi Türkiye'nin onlarca ve belki de yüzlerce meselesini 'kavga dili' kullanarak çözülebilir mi Siyasetçilerin önünde çözmesi gereken önemli meselelerden biri 'hukuk devletini tesis etmek' değil mi Bunun bir yolu da 'eskisini aratmayacak yeni bir anayasa'dan geçmez mi Ya da millet menfaatine