Saf renk, saf ses, saf söz

Bütün sanat dallarının üyeleri gibi besteciler de çağlar boyu kendi iç dünyaları kadar içinde yaşadıkları çağın sesini duyurmuştur. Bugünün sanatçısı önceki çağların birikimini ve yaşadığı günü yansıtıyor. Yirmi birinci yüzyıl gibi karmaşık bir çağda sanatını dile getiriyor. Yeni müziğin yeni sesine ısınamayan dinleyici de doğal olarak onu soru yağmuruna tutuyor. Besteci ise en sık sorulan sorulara dahi yanıt bulmakta zorlanıyor: "Sen neden Mozart gibi beste yapmıyorsun" "Senin yapıtlarını neden ıslıkla çalamıyoruz" Ancak, o ıslıkla çaldığımız nice bestecinin melodik yapıtı artık yeni kuşak bestecilerin işi değil. Onlar sesin tınısını, rengini arıyorlar. Yeni Romantizm, yeni gizemsellik, salkım sesler, yığma sesler, raslamsallık, minimalizm ve alabildiği kadar özgür deneme var yeni müzikte. Şu sıralarda Ortadoğu Teknik Üniversitesi hocaları ile bir çalıştay yapmaktayız: 17. yüzyıldan başladık, dört oturum içinde bugüne dek geleceğiz. Konumuz "Sanatta ne dinlendi, ne izlendi" Sanat Eğitimcileri Derneği çatısı altında düzenlenen bir sanat forumu, ortak akıl çalıştayı. Amacımız bir tarih okuması değil. Her çağ kendi içinde ne yenilikler getirmiş Saf sesten, saf renkten, saf sözden başlayıp bugünün zenginleşen sanat dallarına eğiliyoruz. Kendi sanat dalımızı boyutlandırmak adına son derece yararlı oluyor. İleride kitap haline gelince okurlarımın da ilgi duyacağına eminim. BİFO KONSERLERİ BİFO konserleri bir yandan Zorlu PSM'de devam ederken bir yandan da İstanbul'un başka sahnelerinde yer alıyor. Geçen hafta BİFO'nun şefi Carlo Tenan'dı. Rostropovich ve Lorin Maazel'in asistanlığını yapmış, Roma'da Santa Cecilia Şeflik okulunda okumuş; Tokyo Filarmoni, Berlin Konzerthaus; Maggio Musicale Fiorentino, Comunale di Bologna, Venedik'te La Fenice ve Palermo'da Massimo gibi opera orkestralarını yönetmiş bir şef. Solist Fritz Kreizler yarışması birincisi, Çek kemancı Jan Mracek, Brahms'ın keman konçertosunu enerjik ve alabildiğince romantik bir yorumla çaldı. Şef Carlo Tenan, konserin ikinci yarısındaki Debussy yapıtlarını da izlenimciliğe yaraşan bir tül perdesinin ardından duyurdu. Müzik tarihi de programın izlenmci yapıtlarıyla, on dokuzuncu yüzıldan yirminci yüzyıl başına bağlandı: Debussy'nin "Bir Faunun Öğleden Sonrasına Prelüd"ünde düşlere dalan Pan'ın sıcak bir öğleden sonra, hayal ile gelecek arasında kır perilerini kovalaması müzikle resmedilmiş. Konserin