Nefes nefese

Bu satırları yazdığım ana kadar, saatten saate Türkiye'nin yazgısı değişiyordu. Hele depremle Türkiye'nin fiziki yerinin de değiştiğini öğrenince ölüm dirim arasındaki o kocaman kaos bir kez daha üstümüze yığıldı. Şimdi her yer toz duman, insanlar acısından ağlayamıyor, hatta sesleri bile çıkmıyor. Günlerdir ölümle yüz yüze yaşamışlar. Karadeniz'deki grizu faciasından sonra da bunu yazmıştım: Büyük acıların ardından sanat nasıl bir söylem bulur Şu anda her şey susmuş durumda. Ne sanat, ne estetik, sadece sessizliğin sesi var. Sözün bittiği yerdeyiz. Nefes nefese deprem bölgesinden gelen yeni haberlere kilitliyiz. Antakya, müzeleri, mozaikleriyle, camileri ve kendine özgü mimarisiyle ülkemizin bir incisi. Şu anda değerli müzik dostum Erkan Tekin'den iyi haberler bekliyoruz. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Antakya Devlet Konservatuvarı Müzik ve Bilim Faaliyetleri biriminden öğretim üyesi Erhan Tekin. Onunla uzun süre müzik seminerleri yapmıştık. Nihayet kendisine ulaştığımda: "Ben enkazdan çıktım, kurtuldum. Ama kayıplarımız çok!" diye yazmış. Ona nasıl yardım edebiliriz, diye sordum ve dört gündür yanıt bekliyorum. Yapacağımız yardımların eline geçmesini ve gerçekten işe yaramasını istiyoruz.REQUIEM VE AĞITRequiem ölüm duası için yazılmış orkestra, koro ve şan solistleri için müziktir. Tarih boyu ölümün ardından "requiem"ler yazılmıştır. Büyük acıyı dile getiren bu yapıtların çoğu İsa'nın ölümünü konu almıştır. Belli kalıpları vardır. Mozart'ın son nefesinde yazdığı ve tamamlayamadan taslaklarını bıraktığı