Festivalin ortasından izlenimler

Her festival bittiğinde, bu yıl doruktaki dinletigösteri hangisiydi diye bir sıralama yaparım. Henüz festivalin tam ortasındayız, ama buraya kadar izlediklerimizin içinde soprano Anna Prohaska ve şef Giovanni Antonini yönetimindeki Deutsche Symphonie-Orchester Berlin topluluğu başı çekiyor. Beethoven'in Prometheus'un Yaratıkları uvertürüyle başlayan program yine Beethoven'ın 2. Senfonisi ile sona erdi. Bu senfoni "Klasik Akım"ın bir örneği olduğu kadar, yaklaşmakta olan "Romantik Akım"ın da izlerini taşır. Konseri taçlandıran müthiş soprano Anna Prohaska'yı dinlediğimden beri o müthiş tını kulağıma yerleşti. Mozart ve Haydn aryalarını söylerken Klasik Akımın yalın, abartısız biçemini duyuruyordu. İlk kez İstanbul'da dinlediğimiz, kayıtlarından tanıdığımız Prohaskaya, dengesiyle güzelim ses rengiyle harikalar yarattı. Keşke onu bir operaya konuk sanatçı olarak davet edebilsek.Daha önceki haftanın programında dinlediğim Fazıl Say'ın İstanbul Senfonisi çalgılarında ustalık sergileyen sanatçılarla seslendirilmişti. Şef Can Okan yönetimindeki deneyimli Bilkent Senfoni Orkestrası'na Aykut Köselerli, Burcu Karadağ, Hakan Güngör ve Bülent Evcil gibi çalgılarının ustası solistler katıldı. Bize İstanbul'un çeşitli manzaralarını, seslerini ve renklerini aktardılar. Daha önce iki kez dinlediğim bu yapıtı, teması "İstanbul" olan bu festivalde yeni bir ilgiyle izledim.Festivalin bir başka konuğu da şef Cem'i Can Deliorman yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'ydı. Programları Cemal Reşit Rey'in "Enstantaneler" adlı yapıtıyla başladı. "İstanbul" temalı festival için çok yakışan bir seçimdi. İstanbul'un çeşitli sesleri, sokakları, inançları ve yaşamıyla çekilmiş fotoğraf kareleridir. Kısacık olmasına karşın beş bölümün her birisi bir başka öykü anlatarak bir senfonik şiir oluşturur. "Senfonik İzlenimler" olarak bir alt başlık taşır. İstanbul besteciliğinin ve müzikle tasvir sanatının ilk ve en güzel örneklerinden birisi olarak 1931 yılında bestelenmiştir. Bölümleri: "1. Balıkçılar Ağ çekiyor başlıklı ilk bölüde yorulmuş, dinlenen balıkçılar bir halk ezgisi mırıldanır. Tuttukları balıkların ağın içinde oynaşmasını piccola flüt yansıtır. 2. Âma Dilenci Kadın'ın değneği ile tık tık vurarak ilerlemesi fagotun tek düze sesinde duyulur. 3. Eyüp Güvercinleri'nde güvercinlerin dem çekmesi, minareden gelen ezan sesiyle kaynaşır. 4. Boş Cami Avlusu'nda pedali hiç kaldırmadan çalınan piyano tuşlarında o gizemli hava duyulur.5. Bayram'da