Doğanın müziği-kuşların özgürlüğü

On beş gündür Ege'de Karaburun yöresinde yakın bir arkadaşımın evindeyim. Kocaman bir bahçe, mis gibi çiçek kokuları, tertemiz bir hava ve karşımda dalgalarıyla sahili döven kocaman bir deniz. Var olmayan şeyler ise televizyon, radyo, CD çalar, karekodları ve herhangi bir gereksiz "gürültü". Deniz çoğunlukla göklere tırmanıyor ve bize dalga seslerini dinletiyor. Ağaçların üstüne konup uçan çeşitli kuşları izlemeye çalışıyorum. Günün hangi saatinde konmuşlar Hangi şekilde şakıyorlar Bir kez daha büyük Fransız besteci ve kuşbilimci (ornitolog) olan Olivier Messiaen'i (1908-1992) anımsıyorum. Onun hakkında yazdığım eski bir yazımdan alıntı yaparken Nâzım Hikmet'i de anmaktayım. Paris çevresindeki ormanlara gidip günlerce kuşların şakımasını dinleyen besteci, 1960'lardan sonra yapıtlarına kattığı kuş seslerini bloklar halinde, salkım notaların dokusunda işlemiş. Bütün bestelerini o tarihten sonra ileriye akan bir yapıda değil, statik bir sanat dalı olarak ele almış. Müzik cümlelerinin ileriye doğru akması önlenince, yapıtın melodik (şarkı söyleyen) karakteri de ortadan kalkar. Messiaen'e göre kuş şakımasında sesin yol alması, kısacası kuşun şarkı söylemesi, melodi yaratması söz konusu değildir. Şakımalardaki ana fikir gelişime uğramaz; tek düzlemde, gırtlak süslemeleriyle derinlemesine doğru çoğalır. Messiaen, aynı kuşun aynı ağacın dallarında, günün aynı saatinde, aynı şekilde şakıdığını da kanıtlar. Fransa coğrafyasında yaşayan kuşları tanımak ve ayrımsamak için onların seslerini günlerce, saatlerce büyük bir sabırla ormanda kayda almış, notaya aktarmış, değişik yörelere göre sınıflandırmış ve ciltlerle nota defterini bu kayıtlarla doldurmuştur. Messiaen, Paris Konservatuvarı'nda çağın en ünlü öğretmenleriyle çalışmış. Besteciliği ve hocalığı bir yana, org yorumculuğuna da yıllarını vermiş hatta Paris'teki St.Trinite Kilisesi'nin tam 61 yıl orgcusu olmuş. İlk gençliğinde Eski Yunan ve Hint müziklerindeki ritmik dokuyu, yalın ezgileri ve değişik halk müziği renklerini incelemiş. Savaş suçlusu olarak 1940-41 yıllarını Almanların tutsak kampında geçirmiş ve en güzel yapıtlarından biri olan "Zamanın Sonu İçin Dörtlü"yü orada bestelemiş. 1941-78 arasında Paris Konservatuvarı'nın efsane hocalarından birisi olmuş. Yetiştirdiği öğrenciler arasında Boulez, Xenakis, Stockhausen, Nono gibi 21. yüzyıla yön veren, köşebaşı besteciler vardır.Messiaen için klasik müzik çok ciddi işlevleri olan bir sanat dalıdır. Kendi çağdaşları olan "Fransız Altıları"nın eğlenceli müziğine karşı çıkar. Müzik derin düşüncenin egemenliğinde, doğanın ve doğallığın ürünü olmalıdır. Messiaen'in bir başka yönü de Katolik inanca