Ergin Aslan

Yeni Şafak

Ön elemeler sürpriz mi

Geçen hafta içi Avrupa kupalarında mücadele eden 4 kulübümüzün ön eleme maçları vardı. Birini kaybedip üçünde berabere kaldık. Fenerbahçe zaten daha önce elenip alt serüvene inmişti. Rakipler de öyle ahım şahım takımlar değil. Elbette disiplinli oyunlarına ve kondisyonlarına saygı duyuyorum ama arada ciddi kalite farkı var. Peki biz bu kalite farkı

Doğru hoca vezir eder

Futbolda işlerin kısa sürede nasıl değiştiğinin en net örneği Beşiktaş. Sadece 4 resmi maç öncesine dönelim... Ortalık toz duman... Üst üste teknik direktörler değişiyor, Avrupa kupalarına dahi katılamama riski ile karşı karşıya bir takım... Önce Trabzonspor ile oynanan finalde alınan kupa ve ardından bir takım için en verilebilecek en kritik karar

Düdük çaldı ve maç başladı

Avrupa Şampiyonası ve Olimpiyatlarla birlikte spor anlamında çok hareketli bir yaz geçirdik. Bu serüven ülke olarak bizim adımıza pek iç açıcı değildi. Bunun üzerine eğilmemiz, nedenlerini tespit edip, "daha iyisini nasıl yaparız" konusunda kafa yormalıyız. Bu ayrı bir yazı konusu; onun üzerine ileriki günlerde bir yazı yazacağım. Tabi uluslararası

Siyah beyaz gece

Geçen sezonun 2 kupasını alan 2 takım hem yeni sezonu kupayla açmak hem de lig başlamadan rakiplerine göz dağı vermek niyetindeydi. Hazırlık maçları bir takım verileri ortaya koyar ama asla resmi maç gibi konsantre sağlamadığı için bu maç yeni sezonun ilk göstergesiydi. Maç öncesinde; Galatasaray, geçen sezonki şampiyon kadrosunu ve hocasını korumu

Bu sistem iyi bek ister

Beşiktaş'ta yeni sezon öncesi geçen sezona nazaran çok daha olumlu bir hava var. Yönetimin özellikle ön bölgeye yaptığı iki takviye taraftarı heyecanlandırdığı gibi, futbol kamuoyundan da ilgiyle karşılandı. Elinde Semih gibi büyük yıldız adayı bir golcü olan siyah-beyazlılar, İmmobile ve Rafa Silva gibi iki skorer ismi kadrosuna kattı. Tabi bu isi

Yetinemeyiz!

EURO 2024 öncesinde, genç ve dinamik bir takım olmanın verdiği öz güvenle gayet umutluyduk. Hele grubumuzda Gürcistan ve Çekya gibi alt edebileceğimiz iki takımın olması bizi grup aşamasının ötesinde sonraki turlara odakladı. Bizi böyle düşündüren şey elbette ukalalığımız değil, oyuncularımıza duyduğumuz güvendi. Real Madrid'de, İnter'de, Juventus'

Kırılganlık

Turnuva bizim için neredeyse kusursuz gidiyordu. Oynadığımız 4 maçın üçünü kazanarak geldiğimiz çeyrek final mücadelesinde, Merih'e verilen anlamsız ve taraflı ceza, motivasyonumuzu başka bir seviyeye çıkarmıştı. Grup maçlarından ziyade Avusturya maçında gösterdiğimiz mükemmele yakın takım savunması Hollanda maçına dair umutlarımızı artırmıştı. Yıl

Yürüyoruz adım adım

Grup maçlarında sonuca giden bir takım olarak 6 puanla üst tura çıktıktan sonra, işlerin bizim için daha zor olacağını elbette biliyorduk. Karşımızda turnuvanın en dikkat çeken takımı Avusturya vardı. Ölüm grubu olarak adlandırılacak bir ortamdan lider çıkmak kolay iş değildi. Futbol profesörü olarak tabir edilen Ralf Rangnick, takımını adeta bir m

İstediğimiz oldu

Çekya'nın matematiksel olarak içinde bulunduğu durum, maçı ilk iki müsabakaya göre çok farklı bir hale getiriyordu. Statü gereği en iyi üçüncülerin de yoluna devam ediyor olması iki sonucun da bize yaraması demekti. Bunun avantajları olduğu gibi, Montella gibi korunaklı oynamayı seven teknik adamların daha fazla korumaya geçmesi gibi riskleri de va

En baştan kaybetmek

İlk 11 açıklandığında hepimizin dikkatini çeken şey Gürcistan maçına kıyasla yapılmış radikal değişikliklerdi. Bizde 4, Portekiz'de ise tek değişiklik vardı. Mert Günok'un sakatlığına yapacak bir şey yok. Ancak diğer tercihler stratejik olarak, geçiş oyunu oynamak isteyen Montella'nın işi abartmasıydı. Arda Güler'in en zinde olması gereken dönemind