Masa dağılmaz

Zaman zaman Altılı Masa'ya ilişkin değerlendirmeler yapılıyor. Farklı anlayışlardan bahsediliyor, uyumsuzluk iddiaları ortaya atılıyor. Nihayetinde de "Bu masa dağılır" deniliyor. Bence öyle değil. Bazı tespitler doğru olsa da, sonuçta ortaya konulan hüküm yanlış. Bu masa kolay kolay dağılmaz. Çünkü bütün tespit ve zaman zaman ortaya çıkan anlayış farlılıklarının da üzerinde masa sakinlerini birleştiren sağlam bir yapıştırıcı var. Bu Parlamenter Sisteme dönüş hayalleri filan değil. Birlikteliği sürdüren tılsıma "Erdoğan hazımsızlığı", "Erdoğan'ı çekememek" ya da daha net bir ifade ile "Erdoğan düşmanlığı" denilebilir. Bu o kadar sağlam bir birleştirici ki, sık sık duyulan çatırtılara rağmen, o masayı ayakta tutuyor. Meral Akşener durumu açıkladı zaten. En büyük hayalinin "Erdoğan'ın aşkı olan İstanbul'u elinden almak olduğunu" söyledi. Birinci aşama tamamlandı. Şimdi ikinci aşamaya geçildi. O da Erdoğan'ı Beştepe'den indirmek. Altılı Masa'nın paydaşlarını yan yana, el ele, omuz omuza hareket ettiren, birbirlerine katlanmalarını sağlayan işte bu hedef! Dün, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile Parti Genel Merkezi'nde kahvaltıdaydık. Masaya oturur oturmaz "başörtüsü tartışmasına" değindi. Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir akşam vakti yaptığı konu ile ilgili çıkışın ardından, eşi Sare Hanım'la birlikte telefon ederek "tebrik ettiğini" söyledi. O açıklamayı "tarihi bir açıklama" olarak nitelendirdi. Daha sonra yaptığı destek açıklamasını eleştirenlere "okuma ve görme özürlüler" dedi. Ardından da Erdoğan'ın yaptığı açıklamaları "üzüntü ile karşıladığını" söyledi. İşte söylemek istediğim bu! Erdoğan ve çocukları ile birlikte siz de ailenizle beraber başörtüsü yasaklarının acısını çekeceksiniz. Sonra da o acıları millete yaşatan CHP zihniyetinin temsilcisi olan Kemal Bey'i yaptığı bir siyasi manevra üzerinden alkışlayacak, Erdoğan'a yükleneceksiniz. Hem de bunu YÖK Başkanlığı döneminde üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldıran ve bugün partinizde olan Yusuf