Emin Çölaşan

Sözcü

Sanmayın ki her şey bitti

Sevgili okurlarım karşımızda memleketi her yönden karıştıran, her konuda allak bullak eden bir iktidar var. Şimdi bütün amacı milleti korkutup sindirmek ve akla hayale gelmeyen bir takım yöntemler keşfederek ana muhalefet partisini yıpratmak, yok etmek. 'Yok etmek' diyorum, tamamen doğrudur. CHP'yi suçlayacaksın, içini dışını karıştıracaksın, elin

Kumaş yama tutmuyor

Sevgili okurlarım sahibinin elinde bir kumaş var. Adam bu kumaşı tam 23 yıl önce ele geçirmiş, tepe tepe kullanmaya başlamış. Ancak bu uzun süre içerisinde kumaş epeyce yıpranmış. Delik deşik olmuş. Sahibi ne yapsın, üzerini yamalarla kapatmaya karar vermiş. Ancak götürdüğü usta terzilerden hep aynı yanıtı almış... "Beyim sen ne yaparsan yap bu kum

Al sana hukuk!

Sevgili okurlarım, adına hukuk denilen nesne Türkiye'de acaba adamına göre mi kullanılıyor Bu sorunun yanıtı ne yazık ki evet oluyor. "Prof. Dr." Fahrettin Altun'u ismen bile olsa mutlaka tanıyorsunuz. Onu ben de burada birkaç kez yazdım, sorular sordum. Bu arkadaş birkaç hafta öncesine kadar Türkiye'nin en güçlü adamlarından biriydi. Saray'a doğru

Hikmet Çetin ve MHP...

Sevgili okurlarım, Hikmet etin abimizi taa Planlama döneminden, en az 35 yıldan beri tanırım. O zaman ben zurnanın son deliği, abimiz ise İktisadi Planlama Dairesi Başkanı idi. Hikmet etin şimdi hapis yatmakta olan CHP'li başkanları kurtarmak için MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'la görüşüyor ve onun sözlerini kamuoyuna aktarıyor. Başta İmam

Hayırlı kayyumluklar olsun!

Sevgili okurlarım, Türkiye'de aylardan beri, İstanbul'da ise iki günden bu yana CHP İstanbul İl Başkanlığı binası önünde sergilenen olayları hep birlikte izliyoruz. Utanarak ve yüzümüz kızararak... Hadise, geçtiğimiz mart ayında Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başladı ve sürüp gidiyor. Daha da gidecek... Bundan sonra da nice yüz kızartıcı hukuk

6-7 Eylül rezaleti

Sevgili okurlarım günümüzde Türkiye tam bir siyasi kargaşa altında. Tuhaf işler oluyor, olanları aklımız almıyor ve insanın üzerine bıkkınlık çöküyor. Bugün hiç değilse kendi gündemimi değiştirmeye karar verdim ve yıldönümü gelmişken size yakın geçmişten bir olaylar dizisini anımsatmak istedim. Bugün o yüz kızartıcı olayların 70. yıldönümü. Günlerd

Kemal Bey'e mektubumdur

"Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olaylar büyük bir hızla gelişti ve size yeni bir mektup yazmak zorunda kaldım. Biliyorsunuz, ben bu köşede arada sırada birilerine mektup yazarım. Bugün sıra sizde! Kemal Bey, CHP'nin 13 yıl boyunca genel başkanı olarak görev yaptınız. Sonunda, günün birinde, yapılan son kurultayda bu unvanı kaptırdınız ve genel başkanlığ

İktidarların elinde yargı sopası...

Sevgili okurlarım bir parti düşünün, yapılan uğraşların sonucunu bugün itibariyle önemli ölçüde almış ve memleketin birinci partisi olmaya hak kazanmış. Bu parti hiç tartışmasız CHP'dir... Ve bu partinin yükselişi şimdi yargı kararlarıyla önlenmek istenmektedir. Son örnek İstanbul'da bir Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği kararda yatıyor. Eğer bu ka

Memleketin böylesi!

Sevgili okurlarım şimdi birkaç gün önceye, 30 Ağustos cumartesi gününe dönelim. Devlet protokolü her ulusal bayramda olduğu gibi Anıtkabir'de yerini almak üzere. Görevliler ve davetliler Anıtkabir'e geliyor ama o da ne!... Protokolde yer alan subay ve astsubaylar gelirken ortaya şaşırtıcı görüntüler çıkıyor. Paşalar dahil herkesin üstü girişte poli

Özel okulda bir memur çocuğu...

Sevgili okurlarım, okullar açılmak üzere. Milyonlarca aile 'biz bu taksitleri nasıl öderiz' telaşında. Bugün sizi biraz geçmişe döndürüp o yıllardan söz etmek istiyorum. Bu nedenle ailemizin yaşam koşullarına da kısaca değinmek zorundayım. 1942 yılında Ankara'da doğdum. Bir de benden 4 yaş küçük kardeşim Refik ölaşan var. Babam Umran ölaşan Meteoro