Teslimiyet yok olmaktır!..

Türkiye'nin geleceğine yönelik olarak kendi menfaatlerine göre hesap yapanların bu huylarından vazgeçmeyecekleri, kesin. Bu ülkenin vatandaşı oldukları halde dış mihraklara hizmet edenlerin bundan vazgeçmeyecekleri de aynı kesinlikte. Bunların uğursuz hedeflerini iyi bildikleri halde hem de... Varlığını iddia ettikleri problemlere çözüm bulmak ve böylelikle milletimizin desteğini kazanmak için çalışmayanların, sayelerinde iktidara gelebileceklerini düşündükleri mihrakları rahatsız etmeyecek politikalara ağırlık vermeleri şaşırtıcı olmadığı gibi, yeni de değil. Ana omurgası CHP ile İyi Parti tarafından oluşturulan Deva, Gelecek, Demokrat ve Saadet'in açık ve HDP'nin de gizli üyesi olduğu Altılı Masa, vesayeti isteyenlerin buluşma adresi durumunda... Dış mihraklar, teslim olmamız ve onların belirleyecekleri dışında parmağımızı dahi kımıldatmamamız gerektiğini, içerdekiler de 'teslim olursak kurtulacağımızı' düşünüyorlar... Dışardakiler kendi çıkarlarını önceledikleri için, onları anlamak mümkün. Ancak, yok olmak manasına geldiğini iyi bildikleri halde teslim olmayı savunan içimizdekiler meselesi, anlaşılması zor konulardan. Altılı masanın başat aktörü CHP'nin herhalde atmak zorunda kaldığı son adımlar, dış mihrakların iş birliği yaptıkları uzantılarını artık kendi hallerine bırakmama kararında olduğunun göstergesi... Türkiye'nin geleceğine yönelik projelerden bahsederken, ülkemize gelmeye bile tenezzül etmeyen ABD'li bir başdanışmanın kılavuzluğuna rıza göstermenin, teslimiyetten başka bir şey olmadığı açık. İttifak üyesi irili ufaklı diğer partilerin, mensubu oldukları yapının başını çeken CHP'nin adımlarına gıklarını bile çıkarmayışları, onların da aynı yolun yolcusu olduğuna işaret... Son 20 yıldaki muhteşem atılımlarıyla vesayet zincirlerini kıran ve çeşitli açılardan bölgenin ve dünyanın