Toparlanacağız

Hava yeterince ısınmadığı için içeride toplanan ekipten Selim, İhsan'a:

- Fiyatlar yüksek olduğu için kafe ve restoranlara yapılan boykot seni kapsamadığı için gelmekte mahzur görmedik. Dolayısıyla çaylarımızı getirebilirsin İhsan ağabey... İhsan:

- Şakası bir yana, insanlar haklı. Bazı yerlerdeki fiyatlar hakikaten ölçüsüz ve bunlarla mücadelenin bir yolu da protesto etmek. Maliyetler ya da başka bahaneler, bir tas çorbayı ya da bir bardak çayı bile astronomik fiyatlarla satma sebebi olamaz. Umulur ki sebepsiz yere zam yapmayı alışkanlık haline getirenler derslerini alırlar... İhsan, çayları getirmek için kalktığında Mehmet, yorgun gözüken Melih Bey'e takıldı:

- Seçimler bitti, bayramı da kutladık ve ortalık belirli ölçüde sakinleşti. Ama yorgun gözüktüğüne göre belli ki yine çok çalışıyorsun..

- Çok mu koşturuyorum bilmem, ama sadece çalışma değil yaşananlar da yoruyor insanı. Gazze'de neler yaşanacağı belirsizliğini korurken bu arada İran ve İsrail arasında bundan sonra olabilecekler de ciddi bir kaygı sebebi. Son olarak işgali altında bulunan Batı Şeria'ya saldıran İsrail, İran'a da Cuma günü ufak çapta bir saldırıda bulundu. Bundan sonra ne yapacağı da belirsiz. Refah'a sıkışıp kalmış Gazzeliler diken üzerinde. İsrail'in hukuksuzluğu ve bunun yanında pervasızlığı zorlamadık sınır bırakmadı adeta... Selim:

- İran'ın misilleme niyetiyle gönderdiği İHA'lar ve füzeler konusu epey tartışıldı. Birkaç ülke hariç, İran'ın Şam'daki diplomatik temsilciliğinin vurulmasına birçok ülke gıkını bile çıkarmamışken, İran'ın oldukça ölçülü misillemesi sebebiyle herkes ayağa kalktı. Bütün bunlardan sonra uluslararası bir sistem ve hukuktan filan bahsedilebilir mi.. Melih Bey:

- Uzun zamandır yok zaten. Dünyada güçlülerin borusunun öttüğü bir sistem var. Başta lobi gücü, finans, medya ve benzeri alanlardaki hakimiyeti dolayısıyla İsrail, bu sistemin yönlendiricilerinden. Varlıkları yanında gelecekleri de Siyonistlere ipotekli batılı ülke liderleri, insanların büyük tepkilerine rağmen İsrail'in soykırıma varan vahşeti karşısında kör ve sağır, maalesef... Mehmet:

- Nasıl bir çaresizlik bu, anlamak güç. Haydi öncekileri bir kenara koyalım ama 7 Ekim'den beri hiç durmadan sürdürülen vahşet karşısında sessiz kalanların, Müslümanların akıllarını başlarına getirmesi gerekmez mi, Melih Bey..

-Bu sorunun cevabı tabii ki evet. Ama uygulamada karşılığı olmadığını biliyoruz. Mısır, Ürdün, Suriye ve Lübnan arasında daracık bir yere sıkışıp kalmış gibi gözüken İsrail'in, uluslararası destekler sayesinde bu ülkeleri bastırabildiği bir gerçek. Sadece uluslararası kuralların değil aklın, mantığın ve normal olan her şeyin anlamını yitirdiği bir durum bu... Mustafa, araya girerek:

- Dün, kim olduğunu bilmesem de, anladığım kadarıyla Şiilerden önemli bir ismin kısa videosunu izledim. İran'ı yönetenlere ateş püskürüyordu adeta. Lübnan'da ve Suriye'de vekalet güçleri olan İran'ın, hiçbir şey yapmasa da bunları harekete geçirmesi durumunda bile İsrail'in Gazze'ye bu kadar yüklenemeyeceği, konuşmanın ana ekseniydi... Selim:

- Bravo adama!.. Hakikaten Irak'ta ve Yemen'de olduğu gibi doğrudan İsrail'e sınırı olan Lübnan ve Suriye'de ciddi uzantıları olan İran'ın 7 Ekim'den beri onları gerektiği gibi harekete geçirmemesi, ciddi bir soru işareti. Böyle bir durumda Gazze'ye yönelik saldırılarda ciddi azalmalar olabilirdi. İran'ın, henüz teknolojisini geliştirmeye uğraştığı için doğrudan çatışmaya girmemeyi istemesi, makul görülebilir. Bu arada, İran'a yakın olduğu düşünülebilecek bazılarının Gazze konusu ile bağlantılı olarak hükümetimizi karalamaya yönelik kampanyalara destek sağlamaları da, düşündürücü tabii... Mehmet:

Filistin hassasiyeti...

- Cumhurbaşkanımızın son grup toplantısında Gazze ve İsrail'le ticaret üzerinden yürütülen karalama kampanyaları için söyledikleri, dikkat çekiciydi. 'Hiç kimse ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin hassasiyetini sorgulayacak kalibrede değildir. Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, Filistin davasıyla anlam bulmuştur.' diye başladığı konuşmada 12 Eylül darbesinin Konya'daki Kudüs mitinginin, 28 Şubat'ın Sincan'daki Kudüs Gecesi'nin ardından yapıldığı gibi; MİT'e yapılan operasyonun, 17-25 Aralık darbe girişiminin ve 15 Temmuz ihanetinin de, siyonizmin uşağı FETÖ tarafından Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldığını hatırlattı... Melih Bey:

- Gazze ve İsrail ile ticaret ve benzeri konularla ilgili yalanları ülkemize düşman olan zihniyetlerin tezgahladığı çok açık. Bunun farkında olması gerekenlerin de karalama kampanyasına destek vermeleri Cumhurbaşkanımızı çok üzdü, anlaşılan... Remzi:

- AK Parti'de mahalli seçimlerin sonuçları ile ilgili değerlendirmelerin yapılması ve sonrasında bazı gelişmeler olması ile ilgili ciddi beklentiler var. Bu konuda neler olabilir..