Ruhsuzlar

Üzerinden altı yıl geçtikten sonra, her yıldönümünde yeni şeyler öğrendiğimiz 15 Temmuz'un kimler için neler ifade ettiği konusundaki fikirlerimiz de netleşiyor. Milletimizin kahir ekseriyeti, 15 Temmuz gecesi darbeye karşı darbe yaptığımızın ve ülkemizi kurtardığımızın farkında. Teslimiyetinin hücrelerine kadar nüfuz ettiği birileri ise yanlış yaptığımız kanaatinde. Sloganları 'teslim ol kurtul' çünkü... CHP'nin Genel Başkanı ve bazı yetkilileri 15 Temmuz'u kaçırılmış bir fırsat olarak görüyorlar mesela. Kaçırılmış olduğunu düşündükleri fırsat, genel başkanlarının o gece Atatürk Havalimanı'nda hakikaten bir lider olma imkanını tepmesi olsaydı, mesele yoktu. Ama değil... Tankların üzerine çıkmak yerine, darbecilerin izniyle aralarından geçerek gittiği Bakırköy belediye Başkanı'nın evinde, Kılıçdaroğlu'nun heyecanla beklediği şey, darbe girişiminin başarıya ulaştığı haberiydi herhalde... CHP'lilerin fırsat kaçırıldığı için hayıflanmaları, boşuna değil. Darbe başarıya ulaşsaydı kendilerine birtakım makamlar ikram edileceğine inanmışlardı muhtemelen. 7 Ağustos 2016'daki Yenikapı Mitingi'ne kerhen katıldıktan sonra, 'kontrollü darbe', 'tiyatro' ve benzeri sözleriyle, sadece darbe girişimine karşı gösterilen muhteşem başarıyı kirletmeye çalışmadı Kılıçdaroğlu. Halen de darbe girişimcilerinin hoşlanacağı sözlerle onlara ve arkalarındaki mihraklara bağlılığını bildiriyor... Geçtiğimiz Cuma, Türkiye'nin hemen her yerinde gün boyu düzenlenen programlar ve canlı yayınlar, 15 Temmuz'un insanımız için ne ifade ettiğini net olarak ortaya koydu. O gece Şehitler Köprüsü'nde oğlu Onur Ensar şehit ve diğer oğlu Oğuz da gazi olan İhsan Ayanoğlu'nu dinlerken, acı kayıpların bile büyük bir metanetle karşılandığını kavramak mümkün. Tankların parçaladığı insanların vücut parçalarını torbalara doldurduklarını aktaran gaziyi dinlerken, 15 Temmuz'un tiyatro