Oyalarken oyalanıyorlar

Nasreddin Hoca'nın, alacaklısına; 'gelip geçen koyunların tarlanın etrafına çektiği dikenli tellere takılacak yünlerini satarak borcunu ödeyeceğini' söylemesi, eninde sonunda bir fıkra. Dinleriz, gülümser ve belki bazı dersler alırız. Hoca'nın, dikenli tellere takılacağını umduğu yünlerle borcunu ödemesi nasıl mümkün değilse, bizdeki muhalefetin mevcut politikaları -yani politikasızlıkları- ile iktidara gelebilmeleri de mümkün değil. Geleceğe yönelik herhangi bir vizyonları olmayan CHP ve beraberindekilerin, ülkemizin mevcut durumu hakkındaki bilgileri de zırcahillik seviyesinde... Yuvarlak masadakilerin hesabı, seçimlere düşük profilli ve eğer kazanırsa parlamenter sisteme geçişi sağlayacak bir cumhurbaşkanı adayı ile girmek. Kazanma ihtimalleri olmadığını kendileri de bildikleri için olsa gerek, sonrasında ne olacağı konusunda bir fikirleri yok. Hükümet sistemini değiştirmek için anayasayı değiştirmek, bunu yapabilmek için TBMM'de ciddi bir çoğunluğa sahip olmak gerekiyor. Bir referandum durumunda da, cumhurbaşkanını seçme yetkisini elinde bulunduran milletimizi bundan vazgeçmesi için ikna etmeleri gerek... Güya müttefik oldukları halde, daha kimi cumhurbaşkanı adayı olarak gösterecekleri hususunda bile anlaşamayanlara milletimizin geçit vereceğini ummaları, bir başka problem. Gezi, 17-25 Aralık, 15 Temmuz gibi son yıllarda atlattığımız badirelerden sonra başlayan Kovid-19 salgınının meydana getirdiği olağanüstü durumun ne zaman biteceği belirsiz iken, milletimizin ne yapacağı ve nasıl yapacağı belirsiz birilerine iktidarı teslim edeceğini ummak, gaflet... Başını CHP'nin çektiği ittifak üyelerinin, artık geleneksel hale getirdikleri yuvarlak masa toplantılarında ortak bir aday üzerinde bile anlaşamamış olmaları, meselenin en basit yönü. Sadece Türkiye'yi değil, bütün ülkeleri etkileyen