Ne olacak bu İsveç'in hali!..

Ne olacak bu İsveç'in hali, bilinmez. Durum, tıpkı 'aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık' sözündeki gibi. NATO'ya girmek için Türkiye'yi razı etmek, yani ülkemizin başını ağrıtan terör örgütlerine desteklerini kesmek zorundalar. Ancak bunu yapmaları, mevcut hükümetin düşmesi demek... Yakın bir zamana kadar NATO mevzusuna müstağni bir şekilde bakan İsveç ve Finlandiya telaş içinde. Ukrayna'da olup bitenler, dünyanın zannettikleri gibi dönmediğini gösterince iki ülke de NATO'ya müracaat zorunda kaldı. İsveç ve Finlandiya için demokrasi ve İnsani Gelişme Endeksi gibi hususlardaki başarılarının Rusya açısından bir anlam ifade etmediğinin farkına varmak, şaşırtıcı olmuştur. Başları belaya girdiğinde batılı ülkelerin seyretmekle yetineceğini anlamak da tabii... İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girişini veto edebilecek Türkiye'nin, haklı bazı talepleri var. Ağabeylerinin bu konuda kesin kararlı olan Türkiye'yi bir şekilde ikna edebileceği beklentisi de karşılıksız. İşin özeti şu: İsveç, bizde Parlamenter Sistemi getirmek isteyenlerin canını sıkacak bir problemle karşı karşıya... Türkiye'nin isteklerini yerine getirmezlerse NATO'ya girmeleri yani bekaları tehlikeye girecek. İsteklerimizi yerine getirip PKKYPG terörüne desteklerini keserlerse de mevcut hükümetin düşme riski büyük. PKKYPG destekçisi İran asıllı milletvekili Amineh Kakabaveh'in desteği ile bir oy farkla başbakanlığa gelen Magdalena Andersson, bu milletvekili ile yaptığı anlaşmanın ağırlığı altında eziliyor. İsveç'in çıkarları, Türkiye'nin uluslararası hukuk açısından da makul olan taleplerinin kabul edilmesi ve terör örgütleriyle ilgili olarak gerekenin yapılmasını gerekli kılıyor. Ancak bu, PKKYPG'ye destek olacağına dair anlaşma yaptığı milletvekilinin desteğini çekmesi