Gözleri yorganımızda!..

Ülke olarak halimizi tasvir hususunda kullanılabilecek mebzul miktarda örnek mevcut. Nasreddin Hoca'nın 'yorgan gitti kavga bitti' fıkrası, bunlardan birisi. Bir gece evinin önünde gürültü duyup, yorganına sarılarak aşağı inen Nasreddin Hoca, kavga bitip eve döndüğünde yorganının sırtında olmadığını fark eder. Neler olup bittiğini soran hanımına da, 'yorgan gitti, kavga bitti' cevabını verir. 'Yorgan' ile kasıt, millet olarak bugün itibariyle sahip olduğumuz maddi ve manevi imkanlar... Söz konusu yorganın kapsayıcılığı açısından halinden memnun olmayanların varlığı bir sır değil. Ancak, yorganımızın peşinde olanlar, sahip olduğumuz imkanların bizim için lüks olduğunu düşünüyorlar ve bu konuda oldukça da ısrarlılar. Bilmemiz geren, ülkemizi hedef alan saldırıların ardındaki mihrakların ve içerideki maşalarının asıl derdinin, yorganımız olduğu... Başta ekonomimiz olmak üzere ülkemize yönelik saldırılar, 2000'lerin başında 3 bin dolar olan kişi başına milli gelirimizin 12.500 dolarla zirveye çıktığı 2012'den sonra başlatıldı, biliyorsunuz. Kişi başına 3 bin doların, mesela hastane ve ilaç kuyrukları, 40-50 öğrencinin tıka basa doldurulduğu derslikler manasına geldiğini düşünürsek konu daha iyi anlaşılabilir. Böylesi bir durumun hemen her sahada yokluklar ve sıkıntılar manasına geleceğini izaha bile gerek yok... Ekonomik saldırılar sebebiyle kişi başına milli gelir 9 bin dolar seviyelerine inmiş olsa da, Türkiye olarak 2000'li yıllarla mukayese edilemeyecek derecede geniş imkanlara sahibiz. Bize saldıranlar ve uzantıları, kişi başına 3 bin dolar seviyesindeki milli gelirin bizler için yeterli olabileceği, 9 bin dolardan kırpacakları kişi başına 6'şar bir doların kendi kasalarına girmesi gerektiği kanaatindeler... Bu taleplerinin siyasi sahadaki temsilcilerinin CHP'nin başını çektiği benzemezler ittifakı