Farkında mısınız!..

Miçotakis'in, ağabeylerinden aldığı cesaretle 'var mı bize yan bakan' mealindeki üfürmelerinin kıymeti harbiyesi olmadığının, Yunanistan'daki lise öğrencileri bile farkındadır... Kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge ve benzeri hususlarda karaların adalara üstünlüğü, açık. Yunanistan'ın, silahsız olmaları gerekirken bir de silahlandırılan Ege adaları üzerinden tuhaf tavırlara girmesi, zevzeklik. 'Dimyat'a pirince giderken...' diye başlamıyordur belki, ama Yunanistan'da da benzeri bir atasözü vardır herhalde... İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya müracaatı karşısındaki tavrımız, Suriye'deki güvenli bölgenin eksik kalan kısımlarının sağlanması ve benzeri hususlardaki kararlılığımızın Batıdan esen rüzgarları kuvvetlendirmesi, şaşırtıcı değil. Yunanistan'ın kısmen fırsatçılık kokan gürültüsü, belli ki biraz da sipariş... Mesele, ülkemizi yakından ilgilendiren konularda bile adeta hasımlarımız gibi düşünme alışkanlığında olanlar... PKK yanlısı bir milletvekili tarafından esir alınan İsveç ve Finlandiya'yı savunur gibi davranmakla yetinmeyip, Ege ve Adalar gibi haklılığımızda zerre kadar şüphe olmayan konularda da sessizliğe bürünmeleri, ibretlik. Bu, 12 Eylül darbecilerinin Yunanistan'ın 1980'de NATO'nun askeri kanadına dönüşündeki ihanetini hatırlatıyor. Vatanseverlik denilince burunlarından kıl aldırmayan darbeciler, ABD'nin emri ile Yunanistan'ın NATO'ya dönüşüne yönelik vetomuzu kaldırmışlardı. Yunanistan'ın NATO'ya dönüşüne Türkiye'nin 'evet' demesi, 12 Eylül 1980'deki askeri darbenin önemli sebeplerindendi. Siyasetçiler direndi, ama darbeciler kendilerine 'bizim çocuklar' diyen ABD'nin emrini yerine getirdiler. Yunanistan'ın NATO'ya dönüşünün, dönemin Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Org. Haydar Saltık'ın, NATO Daimi Temsilcimiz Büyükelçi Osman Olcay'a bir telefonuyla gerçekleştiği, yeni ortaya çıktı... Saltık'ın verdiği talimat şu: "NATO