Türkiye'nin doğu bölgelerinin sınırları, etnik kimlikler üzerinden çizilmek isteniyor adeta

Meşhur tarihçimiz Prof. Dr. İsmail Hakkı Uzunçarşılı "Karesi Meşahiri" adıyla kaleme aldığı eserinde Balıkesir'de yetişen âlimleri, şeyhleri, edebiyatçıları ve devlet adamlarını anlatıyor. Bu kitap dikkatli bir gözle okununca adı geçen ilimizin ilim ve irfân bakımından hayli mümbit (verimli) olduğu derhâl anlaşılıyor.Bir iki örnek vermek gerekirse Zağanos Mehmet Paşa, Hasan Basri Çantay, Abdülaziz Mecdi Tolun, Ömer Seyfeddin, Tahir Harimi Balcıoğlu, Gönenli Mehmed Efendi gibi isimleri sıralayabiliriz. Evet efendim, cihân hükümdarı Fatih Sultan Mehmed'in ünlü komutanlarından Zağanos Paşa, büyük İslâm âlimi ve Mehmet Âkif dostu Hasan Basri Çantay, Fatih türbedârı Ahmed Amiş Efendi'nin halifesi, şair ve mutasavvıf Abdülaziz Mecdi Tolun, ünlü hikâyecimiz Ömer Seyfeddin, eserleri ilim ve irfânımıza ışık tutan, başta "Edremit Tarihi" olmak üzere birçok kitaba imza atan Tahir Harimi Balcıoğlu, adı Sultanahmed Camisi'yle özdeş hâle gelen reisü'l-kurra Gönenli Mehmed Efendi bu ilimizde dünyaya geldi.Kadim dostum Ahmed Kot Bey'in daveti üzerine ben de -ikinci defa- Balıkesir'e gittim ve Ahmed Kot Millet Kütüphanesi'nde, dilimin döndüğü kadarıyla "kitap kurtları"nı anlattım. Ahmed Bey'in tam bir kitap âşığı olduğunu öteden beri biliyorum. Ömür boyu topladığı yüz bin civârındaki kitabı ve birçok süreli yayını nihâyet muhteşem bir kütüphanenin raflarında hizmete sunmayı başardı. Bu imkânı ona bağışladığı için -tabii ki- Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı'nı da tebrik ediyoruz. Şehrin tam göbeğindeki bir tepeye kurulan bu zengin kütüphane etrafına ilim ve irfân nurları saçıyor. Maddi ve mânevi câzibesiyle kitap dostlarını buluşturmanın, onları birbirleriyle tanıştırmanın hazzını tattırıyor. Bu kütüphane, ecdad kütüphanelerinde yıllarca devam eden bir geleneği de yeniden canlandırdığı için büyük önem arzediyor. "Müteferrika Sohbetleri" adıyla her hafta yapılan kitap sohbetleriyle -doğrusunu söylemek gerekirse- Ahmed Kot, önemli bir hizmeti başlatmış oluyor. İşte ben de bu kapsamda davet edildim ve seçkin bir dinleyici kitlesine -yukarıda da belirttiğim gibi- kitap kurtlarını anlatmaya çalıştım."Kitap kurtları" sözünü bu kadar tekrar ettiğime göre -lütfen- onlardan da kısaca bahsetmeme izin veriniz. Önce bu konuda beni şaşırtan bir gelişmeye temas edeyim. Bir gün, Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nin eski müdürlerinden rahmetli Muzaffer Gökman'ın bir yazısını okuyordum. Orada bir notta kitap kurtlarıyla ilgili yayımladığı bir makaleden bahsediyordu. Eh, biz de bu yolun yolcusuyuz ya; hemen kütüphaneye gidip o yazıyı buldum. Heyhat, bu uzun makalede kitap delileri diyebileceğimiz "mecânin-i kütüp"ten değil, böcek cinsinden olan kurtlardan da söz ediliyordu.Gelelim tahmin ettiğiniz ve tasvirinden hoşlanacağınız kitap kurtlarına Bunlara kitap âşıkları, kitap dostları, bibliyoman, bibliyofil gibi sıfatlar da veriliyor. Kütüphaneleri, kitapçıları ikinci adres hâline bu kitap muhipleri, kültür dünyamızın renkli simâları olarak arz-ı endâm ediyordu.Refi Cevat Ulunay, "Kitap Merakı" başlığıyla yayımladığı bir yazıda bakınız neler söylüyor:"Rahmetli hocamız Hacı Zihni Efendi; -Şark'ın ilimdeki kudretine bakınız ki, bu kadar kitap senelerden beri yakılıyor, denizlere atılıyor, mahvediliyor, fakat yine de bitmiyor, demişti.Bizde kitaba -hele son zamanlarda- hiç kıymet verilmez. Ağırdır, yerinden kalkmaz, toz toplar. Bunun için de bir evde eşya satılmaya başlanırsa, evvelâ kitaplar satılır. Pek çok ev hanımı biliyorum ki, kocalarına ayak diretmişlerdir. 'Ben kitap istemiyorum. Ya onlar ya ben!' diyecek kadar ileri gitmişlerdir ve dediklerini de yaptırmışlardır. Bazıları da kitapları ciltleri için severler. Salonlarında güzel bir mobilya içinde, bir boyda maroken ciltli kitaplar salon için bir süstür.