Almanya'nın MİT rahatsızlığı

Almanya'da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV)'nin yayımladığı 380 sayfalık raporda Türkiye Almanya'da casusluk faaliyetleri yapmakla suçlandı. Daha önceden Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore itham edilirken bu ülkelerin arasına Türkiye'de dahil edilerek Türk istihbaratının Almanya'da etki alanını genişlettiği ifade edildi. Bu kapsamda MİT'in öncelikli hedefinde Türkiye'nin aşırılık yanlısı ya da terörist olarak sınıflandırdığı örgütlerin bulunduğu ve faaliyetlerinin PKK terör örgütü ile FETÖ yapılanması üzerinde yoğunlaştığı belirtildi. E öyle olacak zaten Almanlar başka ne bekliyorlar ki anlamadım. Bu durumu biraz daha derinlemesine inceleyecek olursak arka planda iki temel hususun yattığını söyleyebilirim. Birincisi önceden Türk istihbaratı Almanya'nın besleyip büyüttüğü başta FETÖ ve PKK olmak üzere ülkemize düşman unsurlar üzerinde hiç bu kadar etkili olamamıştı. Artık Türk istihbaratının etkisi neredeyse dünyanın her yerinde hissedilir oldu. Kitabın ortasından konuşacak olursak Almanya PKK'lıları ve FETÖ'cüleri artık eskiden olduğu gibi yeterince koruyamıyor. Hatta öyle ki Alman istihbaratının Berlin'de Türk İstihbaratına karşı koruduğu bazı teröristlerin sonradan MİT'in ajanları olduğu ortaya çıkınca tam bir hayal kırıklığı yaşadılar. Ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Allah daha çok şaşırtsın. Ama durum bu kadarla da kalmıyor. Çünkü Almanya'ya umutlarını bağlamış olan terör örgütlerinin yaşadığı güvensizliğin oluşturduğu rahatsızlıklar da söz konusu. Öyle ki artık PKK ve FETÖ'cüler Almanya'ya her zamankinden daha fazla kafa tutmaya başladılar. Yani diyeceğim o ki biz güçlendikçe düşmanlar birbirlerine düşüyorlar. Bir diğer yönüyle de geçmişte Alman istihbaratını kurduran Amerika'nın bu raporlar üzerindeki etkisini de düşünmek lazım. Sahada güç kaybeden yabancı istihbarat teşkilatları açıklarını Türkiye'ye çamur atarak uluslararası baskı oluşturmaya çalışıyorlar. Türkiye'yi adeta sadece doğu bloğunda yer alan bir ülke gibi göstererek siyasi baskı kurma peşindeler. Ucuz taktik manevralar. Çünkü Türkiye'nin dış politik uygulamaları bu tür basit raporlarla şekillenemez. Bunu onlar da biliyor. Ama ya tutarsa. Geçtiğimiz hafta EUROPOL'ün Avrupa'da terör raporu yayınlandı. Bir önceki yazımda bundan bahsetmiştim. Hemen ardından Almanya'nın bu raporu ortada bize karşı bir strateji olduğunu gösteriyor. Her iki raporda da PKK ve FETÖ terör örgütlerinden son derece yüzeysel olarak bahsedilmiş. Örneğin Almanya'nın yayınladığı ikinci raporda PKK terör örgütünün yıllık 30 milyon euro bağış topladığından bahsedilmiş. PKK'nın uyuşturucu gelirinin yıllık bir buçuk milyar eouro olduğu düşünülürse 30 milyon eouro olsa olsa PKK'yı aklamak için kullanılabilecek bir rakam gibi düşünülebilir. Avrupa'nın uyuşturucu karteli durumundaki PKK'nın gelirini sadece bağış adı altında göstermeye çalışmak ucuz bir algı operasyonudur. Bizim