Ukrayna'da üçüncü seçenek-2

24 Ocaktaki yazımın devamı olarak bugünkü yazımda da Ukrayna'daki gelişmelere değinmek istedim. Ukrayna krizi gündemdeki yerini korurken tansiyon biraz düşmüş gibi görünüyor. Rusya diplomatik seçenekleri öncelemiş durumda. Bunun birkaç sebebi var. Birincisi uzun süreli olarak geniş kapsamlı sıcak bir savaşla Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinin ekonomik maliyetini Rus ekonomisinin kaldırması çok mümkün değil. Rus ekonomisinden silah ve enerjiyi çıkardığınızda geride fazla bir şey kalmaz. Diğer bir husus da Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda neredeyse dünyanın tamamını karşısına almak gibi bir durumla karşılaşacak olması Rusya'nın siyasal amaçlarıyla örtüşmez. Dahası böyle bir durum Rusya'yı ekonomiden de öte geniş kapsamlı yaptırımlarla hatta izolasyonlarla karşı karşıya bırakabilir. Giderek yalnızlaşarak adeta İranlaşan Rusya, oluşacak yeni soğuk savaş atmosferini taşımakta zorlanabilir. Üçüncü ve belki de yakın vadede en önemli husus ise Rusya'nın işgal tarzında yürüteceği olası geniş kapsamlı harekatta Ukrayna sahasında enerjisini tüketecek ve her geçen gün daha fazla enerji sarf etmesine yol açabilecek asimetrik savaş yöntemleriyle karşılaşacak olmasıdır. Derinlere girdikçe her yönden ve sürekli saldırılara karşı daha fazla askeri kuvvet yığmak zorunda kalacak olması Rusya'yı endişelendirmektedir. Rusya Ukrayna'yı işgal edebilir, ancak bütün Ukrayna sahasını kontrol edemez. Bu kontrolsüz ortam zamanla Ukrayna'daki yangının Rusya ana karasına sıçramasına da yol açabilir. Bu da Rusya'yı zamanla iç ve dış tehlikelere açık hale getirebilecek kadar zayıflatabilir. Dolayısıyla Rusya'nın diplomasiye ağırlık vermesi son derece mantıklıdır. Bundan sonraki aşama Rusya için muhtemelen Kırım- Donbass hattının elde bulundurulması ve bu hattaki mevcut kazanımlarını korumaya yönelik politikalar izlenmesi şeklinde olacaktır. Ancak bunun da kolay olacağını kimse söyleyemez. Zira Kırım- Donbass hattındaki mevcut sorun ABD ve Batının bölgede daha geniş kapsamlı istikrarsızlık alanları üretebilmesi için uygun zeminler sağlamaktadır. Kırım- Donbass hattı şimdilik doğuyla batının geçici temas hattı durumundadır. Kalıcı istikrar ancak kalıcı siyasi çözümlerle mümkün olabilir. ÜÇÜNCÜ SEÇENEK TÜRKİYE Batı ve Doğu arasında yaşanan Ukrayna krizinde diplomatik eksenli bu yeni eğilim doğal olarak yeni siyasal çözüm seçeneklerini de masaya getirmektedir. Bölgede çatışmaların önlenmesi, barışın tesisi, barışın korunması gibi BM misyonlarında da yer alan alternatifler daha güçlü şekilde seslendirilmeye başlandı. Şayet diplomasi önümüzdeki günlerde daha da güç kazanırsa Barış Misyonlarının bölgede uygulanabilmesinin önü açılabilir. Bu misyonların uygulanmasında en güçlü aday Türkiye'dir. Türkiye bölgesel güç olarak başta Karadeniz olmak üzere kendi çıkar alanlarında istikrarsızlığın olmasını istememektedir. Bunun için Montrö anlaşmasından taviz vermeyerek Karadeniz'de özellikle Rusya'nın güvenliğine katkıda bulunurken aynı zamanda Ukrayna ile çok yönlü ve çok katmanlı ilişkiler tesis ederek dengeyi