Deniz Zeyrek

Sözcü

Vaat kalmadı tehdit verelim!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan son günlerde halka açıktan "Bir şehirde yerel yönetim (yani belediye) Cumhur İttifakı'ndan olmazsa merkezi yönetim (yani kendi hükümeti) yeterli desteği vermez. O şehir garip kalır" mesajı veriyor. Bu söylem hem Erdoğan tarafından değişik illerde tekrarlanıyor hem Cumhur İttifakı adaylarınca kendi il ve ilçelerinde dile

Oh iyi iş!

Bu aralar Erzincan'da yaşan maden faciasıyla ilgili konuşurken eleştirdiğim bütün yetkililerden telefon ya da mesajlar alıyorum. Kimi sitem ediyor, kimi kızıyor. Kimi sert yorum yapmamızdan rahatsız. Hele şu geldiğimiz hale bakar mısınız Yapılan her seçimde Cumhur İttifakı'na yüzde 89 civarında oy veren Anadolu'daki güzide bir ilçemizde, yani İliç'

Keşke ?Çuvalladık deseydiniz!

Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar siyanürlü maden faciasının yaşandığı Erzincan İliç'te konuşuyordu: "Kayan toprağın, 10 milyon metreküp toprağın hepsini şu an kaldırmak istesek en az 400 bin kamyon lazım." '10 milyon metreküp' dediği toprağın ağırlığı 16 milyon ton. Yani en az 250 metre yüksekliğinde bir dağ. Düşünün ki o maden şirketi siyanürle y

Çin işkencesi gerekli miydi

"(Tunç Soyer'in) Türkiye'deki yaklaşan yerel seçimlerden dışlanmasına yönelik olası bir karar, sadece Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongre'sinin siyasi liderliğindeki seçkin bir figürün kaybı anlamına gelmeyecek, aynı zamanda, daha genel olarak, bu uluslararası siyasi mecliste gurur ve bağlılıkla temsil ettiği Türkiye için de paha biç

Akkuyu, Rus Askeri Üssü mü olacak

Bugün Rusya'nın kendi toprakları dışındaki ilk nükleer enerji santralı Mersin Akkuyu'yla ilgili bazı bilgileri gündeminize getirmek istiyorum. Malumunuz, santral tamamen Rusya sermayesiyle inşa ediliyor. Yani santralın sahibi Rusya. Türkiye de 69 yıl boyunca Rusya'dan elektrik satın alacak. İlk 15 yıl belirlenen fiyatla (13 dolar centkwh), sonraki

Esir şehrin moral kaynağı

Öncelikle şunu söyleyeyim: Beş yaşımdan bu yana Beşiktaşlıyım. Nasıl Beşiktaşlı olduğumu da hiç unutmam. Babam eve iki forma ile gelmişti. Biri abim Ediz'e diğeri bana. Aramızdaki 18 ay farka rağmen ikimiz de fiziki olarak eşit boydaydık ve istediğimizi seçebilecektik. Abim sarı lacivert renklerin cazibesine kapılmış olacak ki Fenerbahçe formasını

Ya DEM Partili olsaydı

SÖZCÜ'nün dünkü sayısında ibretlik bir haber vardı. Tarık Işık'ın yazdığı habere göre, HüdaPar Batman Milletvekili ve aynı zamanda Batman Belediye Başkan adayı Serkan Ramanlı, partisinin seçmeli Kürtçe dersine ilgiyi artırmak için başlattığı "Ana dilimi seçiyorum" kampanyası için okulları dolaştı, sınıflara girdi. Ramanlı bununla da yetinmeyip çocu

Garip!

İskenderun'dan Belen'e doğru dönüp yolu tırmanmaya başladığımızda hava da kararıyordu. Yağmur çiselemeye başlamıştı. Belen'de hayat kendi akışında sürüyordu. Yol kenarındaki dükkanlarda akşam alışverişi yapan insanlar, yollarda servislerle evlerine doğru yola konulmuş çalışanlar, kaldırımlarda üçlü beşli gruplar halinde sohbet eden gençler vardı.

Patlıcan!

Kar o yıl erken yağmış, her yer bembeyaz olmuştu. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı, spor salonunda yaptığımız törenle kutlamak zorunda kalmıştık. Ne unutulmaz bir gündü! Bando takımındaki büyük davulu çalıyordum ve keçeyle sarılı tokmağı davula her vurduğumda (salonda yankılanan o ses yüzünden) kendi kafama vurmuş gibi hissediyordum. Olsun, o kırmızı

Şeriat ve hilafet tartışması tuzaktır!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, genel seçimlerde işi beka meselesine, teröre, milliyetçiliğe bağlamıştı ve bunun üzerinden yarattığı kutuplaşma işe yaramıştı. Hayat pahalılığı karşısında inim inim inleyen, kirasını ödeyemeyen, soğan patates alamaz hale gelen yoksul halk kesimleri, "aç kalırız vatanı böldürmeyiz", "soğan yemeyiz Erdoğan'ı yedirmeyiz"