Alın paspası, önden buyurun!

Kim ne derse desin. Bu ülkenin en ciddi sorunu eğitimdir.

Ekonomi ve geçim sıkıntısı gibi sorunlar elbette çok can yakıcıdır ama hepsinin altında eğitim sorunu vardır.

Eğitimsiz, liyakatsiz kadrolar nedeniyle bütün bu sorunları yaşadığımızı unutmamamız lazım.

Bu cümleyi üzülerek, içim sızlayarak kuruyorum:

Cumhuriyet'in eğitim mirası son 22 yılda adeta yok edildi.

Okullarımızda artık eğitimin kalitesini dahi konuşamıyoruz.

Zira, öğrencilerimizin önünde artık temizlik, hijyen ve beslenme gibi ciddi sorunlar var.

Millî Eğitim Bakanlığı bütün bu sorunları (çözmek bir yana) görmezden geldiği yetmiyormuş gibi, çözüm ve destek çabalarına da engel çıkarıyor.

Malumunuz daha önce muhalif belediyelerin öğrencilere sunduğu beslenme desteğine engel çıkarılmıştı.

Şimdi ise belediyelerin okulları temizlemek ve hijyenik hale getirmek için başlattığı çalışmalar engelleniyor.

En son Ankara Büyükşehir Belediyesi ekipleri Keçiören'de bir okulu temizlerken engellendi. Okulun iki katını temizleyen ekipler, bir katı kirli bırakarak okuldan ayrılmak zorunda kaldılar. Başkan Mansur Yavaş duruma adeta isyan etti.

Oysa Millî Eğitim Bakanlığı okulları kendi imkanlarıyla temizleyemiyor. Okullara temizlik görevlisi atayamıyor. İş başa düşünce veliler okul temizliğinde nöbetleşe görev alıyor.

Birçok ilde belediyeler bu işi yapmak için gönüllü oluyor.

Bakanlık onları da "siyasi şov" yaptıkları gerekçesiyle geri çeviriyor.

Olan çocuklarımıza oluyor.

Okullar pislik içinde kalıyor.

Türk Tabipler Birliği okullarda kirliliğe bağlı salgın vakalarının arttığını rapor ediyor.

Madem okulların temizlenmesi "siyasi şov" imkânı sağlıyor;

O zaman o şovu siz yapın sayın bakan!

Hani TBMM kürsüsünden "Sizin tarikat cemaat dediğiniz, bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Onlarla da protokol yapmaya devam edeceğiz. Protokol yaptığımız bu STK'lar, sizin çocukları dağa çıkarmanıza engel olduğu için çatlıyorsunuz. Onlardan siz bunun için rahatsızsınız. Ben o STK'larla protokol imzalamaya devam edeceğim" demiştiniz ya...

Şimdi giyin çizmeleri ayağınıza.

Alın paspası elinize ve önden buyurun.

Bir kampanya başlatın.

Arkanıza da protokol yaptığınız bizim tarikat ve cemaat, sizin STK dediğiniz o 10 yapıyı alın.

Bakın, protokol imzaladığınız STK'lardan TÜGVA'nın 310 binden fazla üyesi var.

Eğitimin bir parçası yapmaya çalıştığınız Diyanet Vakfı'nın 30 bin gönüllüsü...