İzmirliler kuzu etini bilmiyor mu sevmiyor mu

VEDAT Milor gastronominin gelişmesinde büyük katkısı olan önemli isimlerden...Hürriyet'teki yazılarını ben de yakından takip ediyorum.Kendisi kadar olmasa ben de kendi çapımda lezzet yolculukları yapan biriyim.Hem okuyorum, hem tadıyorum, hem de gastronomi derneklerinin içinde yer alıyorum.Vedat Milor geçen günkü yazısında İzmir ziyaretiyle ilgili izlenimlerini yazmış.Alper Çetin kendisini gezdirmiş.Ben de gezdirseydim birkaç yer daha ilave ederek aynı yerlere götürürdüm.Milor demiş ki; "Hakiki Bergama tulumu bulup tatmamak, fırında kızarmış kuzu gerdanın kendi yağı ve suyundan sosunu kaşık kaşık içmemek günah işlemek olur..."Çok haklı...Nerelere gitmişlerSabah 11.30'da başlayıp 19.00'da sonlanan lezzet turunda 7 adrese gitmişler.Dönerci Kenan, ilk sırada...Milor diyor ki; "Sosyoloji doktorası yapmış olmama rağmen bizim insanımızı anlayamıyorum. Hem 'kuzu nefreti' ülkede yaygın. Yok kokuyor, yok ağır... Ama kuzu ve kuyrukyağı kullanılan yemeklere 'efsane' diyoruz. Kenan'ın dönerinin ciddi bir yüzdesi kuzu. Odun ateşi değil ama zararı yok. Mis gibi, çok lezzetli bir döner."Kuzu konusuna birazdan gireceğim.İkinci adres benim de favorim Ahmet Güzelyağdöken'in Balmumu Lokantası..."Daha fazla zaman harcamayı hak eden bir modern esnaf lokantası... İstanbul'da görmediğim değişik zeytinyağlılar var. Endüstriyel olmayan, kaliteli, iyi sütten, hakiki Bergama tulumu bulmaksa güzel bir sürpriz! 2 ve 7 senelik olanları tattım ve kurumamışlardı. Bravo! Umarım nazar değmez" diyor.Ahmet Güzelyağdöken varken, her şey yolunda gider, çok eminim...Ve Zaim Usta...Vedat Milor da İzmirliler gibi Zaim Usta'ya bayılmış. "Kuzu gerdan, acılı güveç, pirinç pilavı ve cacık... Bu dörtlüyü gözümü kırpmadan tavsiye ederim. Yazarken bile ağzım sulanıyor. Kuzu gerdan çok iyi. Önce uzun haşlanıp, sonra sebze ve baharat çeşitleriyle fırında kızarmış. Sadece kendi yağı ve suyu... Sosunu kaşık kaşık içmemek günah işlemek olur" diyor.Sonraki adresi Şehnaz Özbek Mantısı olmuş.Buharda pişen Özbek mantısını tavsiye ediyor.Ve ekliyor; "Ancak içine kuzu yerine dana kıyması doldurarak hem lezzetten hem de otantiklikten taviz verilmiş. Sahibinin bana söylediğine göre kuzudan yapmışlar ama İzmirli sevmemiş, Mardin'den gidenler bayılmış. Güneydoğuluları damak zevki açısından hep takdir ettim. Ama burada 'İzmirli sevmiyor' denince kastedilen sanırım İzmir'in sıradan damakları. Çünkü Ege mutfağı dünya çapında. 'Kötü'nün norm olarak alınması ve 'iyi'yi kovmasıysa trajik!"Şu kuzu meselesi önemli...Sonraki adresler; Beyturan Lokantası, Süt Çiçeği, Kokoreççi Asım Usta...Vedat Milor iri kesilmiş kokoreci tercih ediyor. Ve bir hatırlatma yapıyor; "Bağırsak fazla olursa yağ oranı azalıyor. O zaman da kuru oluyor kokoreç. Yağlısının iyi olması için koyun değil, kuzu kullanılması lazım. O da çok pahalı ve bulması zor. Önümüzdeki senelerde ülkemizde benim tam not vereceğim bir kokoreç bulabileceğimi sanmıyorum."Vedat Milor'un yazılarını takip edenler kuzu eti tercihini çok net bilir.Peki gerçekten İzmirliler kuzu etini bilmiyor mu, sevmiyor muHaberin DevamıBir yanlışı düzeltelimHaberin DevamıİZMİRLİ kuzu etini sever.Ama süt kuzu yer...Koyunla kuzuyu karıştırmazlar.Koyun eti daha çok Anadolu'da yeniyor, 1 yaşını geçmiş kuzulara toklu deniyor. Ve yemeklerde daha çok koyun eti kullanılıyor.Süt kuzusunda önemli üç adres var.Trakya'nın kıvırcığı, Salihli ve Balıkesir'in kuzusu...İzmirlilerin yemediği, daha doğrusu tercih etmediği "toklu