Tutturulamayan "hedefler!"
Siyasi vaadler tamamen havada kalırken, "tek kişilik otoriter rejim"de "ekonomik hedefler"in hemen hemen hiçbiri tutturulamadı.
Tutturulamayan "hedefler"in başında, TÜİK'in "tâlimatlı" ve "baskılı" yüzde 64.88 oranına karşılık aynı sepeti kullanan ENAG'ın yüzde 127'yi, yani iki katını aşan gerçek enflasyonla açığa çıkıyor.
Türkiye'nin gıda enflasyonunda dünyada dördüncü, Avrupa'da "birinci" olması; yılbaşında yüzde 58'le peşpeşe dayatılan iğneden ipliğe yeni ağır vergilerin yanısıra "yandaş medya"da "güncelleme" ve "fiyat ayarlama" olarak saptırılan ve köprülerle otoyollara getirilen yüzde 76 zam furyasındaki gibi zamların ardı arkasının gelmemesi karşısında, iktidardakilerin "vatandaşı enflasyona ezdirmedik" iddiasının gerçekliği kalmıyor...
Aslında yeni yılda konulan vergilerle üst üste zamları hesaba katmadan "mutfak enflasyonu"nun yıllık yüzde 82.21 olmasıyla "açlık sınırı"nın 14.431 TL, "yoksulluk sınırı"nın 47 bin lirayı aşması vahameti ele veriyor.
"HEDEFLER"İN HİÇBİRİ GERÇEKLEŞMEMİŞ...
Doların-dövizin 4 liradan 30 liraya çıkması, altı ay içinde faizin yüzde 8.5'tan 42.5'e katlanması, işsizlik oranını yüzde 5'lere indirme hedefinin, TÜİK'in verileriyle Kasım'da yüzde 8.5'i, gerçekte yüzde 20'leri bulması ve "kayıtdışı istihdam yüzde 15'e indirilecek" sözüne karşılık yüzde 30'ları bulması sapılan onlarca "hedef"ten birkaçı.
Keza AKP'li Bakan'ın dönemlerinde en dibe vurduğunu itiraf ettiği TL'nin değerinin daha da düşeceği, dövizin kat kat tırmanacağı, doların yılsonunda 40 liraya varacağı tesbiti bunlardan biri. Son beş yılda motorine yüzde 471, benzine yüzde 445 yapılan zamlarla yetinilmeyip hâlen zam sağanağının sürmesi bir diğer "hedef sapması"nı ifşa ediyor.
Bu yüzden 10 Ocak 2009'da ilk tedâvüle giren 200 banknotun o günkü değerinin 134 dolar olmasına mukabil bugün 6.77 lira inişini nazara veren çoğu ekonomistler 2023 yılı için "yalanlar yılı" diyorlar ve bu gidişle 2024'ün daha da zor geçeceğini, Mart seçimlerinden sonra zam yağmurunun daha da sağanaklaşacağını haber veriyorlar.
Bu arada "ihracatta ileri ve yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 20'ye çıkacak" vaadinin yüzde 3'te kalması, "inşaat malzemeleri ihracatında 100 milyar dolarla dünyada ilk üç arasına girilecek" vaadinin ancak üçte birinin gerçekleşmesi ve "otomotivde 125 milyar dolarlık ihracat yapılacağı" taahhüdünde rakamın 29.3 milyar dolarda kalması tumturaklı lâflarla ortaya atılan, lâkin hiçbiri gerçekleşmeyen "hedefler"in arasında yer alıyor.