"Tek kişilik rejim"in ekonomide çöküşü

Bütün ekonomistler, seçimden sonra "ekonomik tufan"ı ihbar ederken, seçim öncesi tsunaminin sinyalleri çakılıyor. Ancak asıl müdahalelerin seçimden sonra olacağı bildiriliyor.

Ramazan öncesi Ankara'da simide zam yapma kararı alan Simitçiler Odası Başkanı'nın Ticaret Bakanlığı'na çağrılıp Bakan Yardımcısınca "zammı geri alması"nın istenmesi ve peşinden Resmî Gazete'de "ekmek ve simide zammın ancak Bakanlar Kurulu kararıyla yapılacağı"nın yayınlanması, 1 Nisan'dan sonra elektrik ve doğalgaza üç haneli zam söylentileri, seçim sonrasına ertelenen yeni fahiş zam furyasıyla ek vergilerin habercisi.

Nitekim ÖTV'den tek kelime bahsetmeyen Hazine ve Ekonomi Bakanı'nın "KDV yüzde 20'nin üzerine çıkmayacak" demesi, seçimin ardından ekmekten gıdaya her şeyde yüzde 1-2 olarak alınan KDV'nin yüzde 15'lere, 20'lere çıkarılacağının işareti olarak görülüyor.

IMF ve İngiltere'deki finans merkezlerinin "isteği"yle "sıkılaştırılmış politikalar" perdesinde vatandaşın satın alma gücünün azaltılması, pahalılıkla tüketimin kısılmasıyla üretimin kesilmesi "politikası"nın tam devreye gireceği belirtiliyor.

EKONOMİK İFLASTA REKORUNU KIRIYOR

Vaziyet ortada. Mart ayı itibariyle "açlık sınırı" 20 bin lirayı aşarken, "yoksulluk sınırı" 57 bini lirayı geçmiş. "Bizi kıskanan" Avrupa'da asgari ücretlilerin oranı en fazla yüzde 4'te kalırken, çalışanların yüzde 70'inin asgari ücretli olduğu vasatta, açlık sınırında kalan asgari ücret "ortalama ücret" olurken, emeklilerin dörtte üçünün maaşı asgari ücretin altında kalmış.

Yatırım, üretim ve istihdamdan yoksun ekonomi, sadece borç para bulunması, faiz, döviz, vergi ve zam üzerinden yürüyor. Kredi kartları borçlularının sayısı 37 milyona yaklaşmış. İcra dairelerinde 134 bin icra dosyası yığılmış. Tüketicilerin bankalara borçları yılbaşından bu yana 245 milyar liraya çıkmış. Bireysel kredi ve kredi kartı borçları 2 trilyon 973 milyar lira olmuş. Gerçek işsizlik tarihinin zirvesinde, genç işsizlikte her dört gençten üçü işsiz. "Tek kişilik otoriter rejim"de bütçe 55 kat, Sarayın bütçesi yüzde 85 artmış.

Yerel seçimlere günler kala partili Cumhurbaşkanı'nın partisinin seçim çalışmalarında yıllardır ötelenen enflasyonla mücadelede uygulanan ekonomik programın sonucu için "müjde"yi ertelemesi de ekonominin yıkımının ikrarı.

Siyasi iktidar ekonominin iflasında kendi rekorunu kırıyor. Eski Bakan "TL en dipte, daha dibe vurmaz" derken lira yüzde 400 eridi, döviz karşısında dibin dibine düştü. 2011'de tedavüle giren ülkenin en büyük banknotu olan 200 TL, çıkış tarihi olan 1 Ocak 2009'da 1.52 olan kurda 131 dolara karşılık gelirken, bugün ancak 6 dolar ediyor. AKP iktidarında 1.6 liradan alınan doların 32 lirayı aşması; "tek kişilik rejim"in ufuksuzluğunu tescilliyor.