Türkiye'de yoksulluk ve yasaklar

"Tek kişilik rejim"de Saray iktidarı, daha da derinleşen ve en ufak düzelme emâresi görünmeyen ekonomik çöküş, ayyuka çıkan yolsuzluklar ve rüşvet çarkı dahil her alandaki iflasın konuşulmaması için her türlü komplo ve kumpasa tevessül ediyor.

En son MHP'li vekillerin "millet ittifakı" cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu hakkında "suç ve suçluyu zincirleme şekilde övme'" suçu şikâyetiyle mahkemenin kabul ettiği iddianamede 2-5 yıldan 3.5 yıla kadar hapis ve 'siyasi yasak' isteniyor.

Cumhurbaşkanı'nın 32 dönüm arazi üzerinde kurulan ve 662 milyon 400 bin TL'ye mal edilmiş kışlık Ahlat Sarayı'nda "cumhur ittifakı" partilerinin genel başkanlarıyla yaptığı siyasi şov ve gösteride sarfettiği "Yasakların, baskıların, yokluk ve yoksullukların olduğu o eski günler artık bir daha gelmemek üzere tamamen geride kalmıştır," sözüne millet nezdinde büyük tepki gösterilmesine karşı yeni yeni gündemi sabote ve manipüle etme tertiplerine başvuruluyor.

Ve bu durum, AKP'nin yüzde 34 oyla iktidara geldiği Kasım 2002 seçimlerinden sonra ilk AKP hükûmetinin kurulduğu 16 Kasım'da partinin Genel Başkanı Erdoğan'ın kamuoyuna deklâre ettiği "Âcil Eylem Plânı"nda, "3 y formülü" ile "yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele" vaadini hatıra getirtiyor.

YOLSUZLUKTA VE YOKSULLUKTA ZİRVEDE...

Evvela Cumhurbaşkanı'nın "3 y"den "yolsuzluklar"ı atlaması, Türkiye'de hırsızlığın, rüşvetin, kamu malını yandaşlara peşkeşin, ihaleye fesat karıştırmanın, israfın-şatafatın kat kat artmasıyla yolsuzlukların yaygınlaştığını kabul anlamına geliyor.

Türkiye'nin en çok gelir getiren bazı kamu sermayeli şirketleri ile kurumlarının Cumhurbaşkanı'nın başına kendisini atadığı Türkiye Varlık Fonu'na devredilip bütçe kapsamından çıkarılmak suretiyle Sayıştay ve TBMM denetimi dışında tutulmasıyla ve bilhassa "yandaş şirketler"e yüzlerce milyarlık ihalelerin on katı mâliyetle çeyrek asra uzanan dolar döviz üzerinden araç, yolcu ve hasta garantili peşkeşiyle "yolsuzluklar" âdeta "yasallaştırıldı."

Bu yüzden Türkiye Uluslararası Yolsuzluk Endeksi'nde 180 ülke arasında 115. sıraya gerileyerek dünyada en çok puan kaybeden ülkeler arasında AB'de en altta, OECD'de sonlarda, Trinidad-Tobago, Doğu Timor, Burkina Faso gibi yoksul ülkeler arasına düşürüldü.

Keza milyonlarca emeklinin 12 bin 500 lira aldığı, asgari ücretin 17 bin 2 lira olduğu, "açlık sınırı"nın 20 bin, "yoksulluk sınırı"nın 62 bin lirayı aştığı, 65 milyon vatandaşın sefâlet ve yoksulluk altında kaldığı bir ortamda, iğneden ipliğe her şeye sirayet eden elektriğe ve doğalgaza yüzde 38 zamla, akaryakıttan temel gıda maddelere bir yıl içinde yüzde 100'le varan fahiş zamlarla "yoksulluk" tarihinin zirvesinde.