Siyasi tezgâhlar boşa çıkarılmalı

Siyasette sona eren "yumuşama - normalleşme"nin bir siyasi operasyon olduğu artık açıkça ortaya çıkıyor.

Cumhurbaşkanı'nın "amacın muhalefeti normalleştirmek olduğu" açıklaması, siyasi tezgâhın ikrarı oldu.

Amaç, zaten oldukça "yumuşak" kalan ve bu yüzden eleştirilen muhalefetin milletin hakkını ve hukukunu aramasını engellemek, bilhassa daha da dibe vuran ekonomik çöküşe halkın tepkisine ön almaktı.

MAKSAT "TEK KİŞİLİK REJİM"İ SÜRDÜRMEKTİ...

Bilindiği gibi uzun süre "yerli tank, büyük paralar harcanarak Almanya'da üretilen "maket uçak", "yerli ve millî uçağımız göklerde!" şovlarıyla, ardından "uzayın fethi", "uzay limanı kurulması", "2023'te Ay'a sert, 2028'de yumuşak iniş" söylemleriyle kamuoyu oyalandı. Akabinde motoru, bataryası, entegrasyonu, mekanik aksamı, tasarımı ithal edilen "yerli-milli otomobil" propagandalarıyla toplum beklentilere sokuldu.

Keza sondajı, çıkarılması, taşınması, işlenmesi, üretim mâliyeti, kullanıma sunulma süresine dair hiçbir hesap ve tesbit olmadan "Karadeniz'de trilyonluk doğalgaz bulunduğu", "Gabar'da petrol fışkırdığı" müjdeleri verildi.

Bu arada uzun süre "ekonomik kriz yok" diye direttiler. Ancak son mahalli seçimlerde bu saptırmanın millet nezdinde geri teptiğinin görülmesi üzerine nihayet vazgeçip her yönüyle ekonomideki derin çöküşü kabul etmek durumunda kalan iktidardakiler, bu kez "normalleşme" perdesinde "yeni anayasa" katakullisini ortaya attılar.

Ne var ki bunda da maksat, gündemi saptırmakla her alanda iflasın konuşulmasını engellemek; "millet ittifakı"nın "güçlendirilmiş parlamenter sistem" mutâbakatı yerine "yarı başkanlık" ya da cumhurbaşkanını yüzde 40'le seçtirip "tek kişilik ucûbe otoriter rejim"i sürdürmekti.

YENİDEN "KUTUPLAŞTIRMA SİYASETİ"NE DÖNÜLDÜ

Ve bu gidişle yüzde 30'lara düşen partinin dağılacağını, ANAP'ın akıbetine uğrayacağını gördüğünden en azından iktidardan düştükten sonra, kendisinin, partisinin, yakınlarının, yandaşlarının yargılanmasına bariyerler kurmaktı. Bunun güvencesini almaktı.