Rüşvet çarkı çöküşü
Türkiye bir defa daha zar zor "gri liste"den çıkarıldı, lâkin tam bu sırada araştırmalarla "rüşvet ağı cenneti" olduğunun teyidi vahameti ortaya koyuyor.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün "yıllardır her alanda, bilhassa kamuda yaygınlaşan yolsuzluk ve rüşvetle mücadele raporlarında ciddî bir mesâfe alamadığı" tesbitleri; Türkiye'nin mâli sicil tablosunu okutturuyor.
Zira 100 milyarlarca doların yurt dışına kaçırılması, kamu ihâle bedellerinin en az yüzde 15'inin "bağış" ve "komisyon" kamufleleriyle iktidar yandaşlarının cebine girmesi, onlarca milyarın politikacılarınbürokratların şahsî hesabına yatırılması; rüşvet, kara para ve diğer yasadışı yollarla ülkenin "yolsuzluk kaybı" sürüyor.
Bu haliyle küresel yolsuzluk -rüşvet sıralamasında Türkiye'yi yolsuzluk ve rüşvette de işgal, kaos, iç savaşın sürdüğü kargaşa kaosundaki istikrarsız ülkeler arasına düşürmüş.
Bundandır ki Türkiye'nin 2014'ten bu yana rüşvetle mücadele konusunda adım atmadığına dikkat çeken OECD Rüşvet Çalışma Grubu, AKP iktidarında kamuda rüşveti engellemede soruşturma ve kovuşturmaların bağımsızlığının korunması konusunda soru işaretlerini de sürekli ortaya koyuyor. (gazeteler, 1.7.24)
YOLSUZLUK AĞI-RÜŞVERT ÇARKI SİYASETİ SARDI
Aslında iktidardakilerin "ülkeyi kara para ve suç örgütlerinin ikametgâhına çeviren başkasıymış" gibi gri listeden çıkışı "başarı!" olarak propaganda ettiği vetirede "siyasi iktidarın yolsuzluk ve rüşvetle mücadeleden kaçtığı, bu husustaki hiçbir karar ve vaade uymadığı uyarısıyla Türkiye'nin "rüşvet cenneti" olarak tanımlanması vaziyeti ele veriyor.
Daha da vahimi medyanın yüzde doksanının iktidar kontrolüne alınmasıyla rüşvet-yolsuzluk haberlerinin sansürlenip engellendiği; ve erişim yasağıyla rüşvet ve yolsuzluk iddialarının soruşturulmadığı, keza savcılıkların yabancı rüşvet iddialarını görev alanında saymadığı vurgusu vahameti ortaya koyuyor.
Bu arada "tek kişilik otoriter rejim"de millet irâdesinin temsilcisi TBMM'nin bütçe yapma hakkının gasbı, yasama ve denetim işlevinin ortadan kaldırılması ve Meclis adına devletin harcamalarını denetleyip milletin hakkını ve hukukunu korumakla yükümlü yüksek bir yargı kurumu olan Sayıştay denetçi raporlarının ıskartaya çıkarılmasıyla kirli ilişkiler, ciddi iddialar ve ifşaatlar araştırılıp soruşturulmayarak üstü örtülüyor.
Muhalefetin yolsuzluk, rüşvet, hırsızlıklara dair Meclis'e sunduğu araştırma önergeleri, "tepeden tâlimat"la AKP-MHP oylarıyla telâş ve tehevvürle "iddialar soruşturulmasın!" diye hep apar topar reddedildi, reddediliyor. Bu yüzden "yolsuzluk ağı ve rüşvet çarkı" bir ahtapot gibi devleti-siyaseti sardı...
Bu vartada neredeyse her yandaş şirket ihalesi için değiştirilen Kamu İhale Kanunu'nun iki yüz kez değiştirilmesiyle kamu yönetimi âdeta "zimmete para geçirme, rüşvet ve yolsuzluğa" teşne hale getirilmiş.
Özellikle âfetler-âcil olağanüstülüklerde istisna olan "2-b maddesi"yle milyarlık ihaleler verilen; yine 100 milyarlarca vergi affına, "teşvik" paravanında kredi ve borç silinmesine mazhar olan "beşli çete"nin başını çektiği dolar Londra mahkemeleri tahkimli dolar garantili "iktidara iliştirilmiş şirketler"e mâliyetinin on katına ihalesiz peşkeşe devam ediliyor.