İktidarın "erime süreci" paniği
"Otoriter rejim"in muhalefetten oldukları için seçilmiş belediye başkanları, siyasetçileri, sivil toplum temsilcilerini, akademisyenleri, gazetecileri sırf görüşlerinden dolayı derdest edip tutuklatmasının akıbetsizliği her haliyle ortada.
Belli ki 14-28 Mayıs 2024 genel seçimlerinde "millet ittifakı"nın Cumhurbaşkanı adayını terör örgütünü desteklediği" itiraflı sahte videolu iftiralarda olduğu gibi, bütünüyle siyasî maksatlarla yapılan "çamur at, belki tutar" mantığıyla önce tutuklatıp sonra delilini buluruz" siyasî operasyon hesâbı güdülmüş. Haftalardır bir şey bulunmaması üzerine Cumhurbaşkanı'nın "Hani deliller vardı" çıkışına karşı savcıların "Firarîler yakalansa delilleri buluruz" dediği kulislerde konuşuluyor.
Çarpıcı olan, demokrasi ve hukuk dışı baskı ve otoriterliğin bir netice vermediği "İmamoğlu operasyonları"nın daha ilk ayında bizzat "iktidar cephesi"nce de itiraf edilmesi.
"BU İŞİN ALTI BOŞ, BİR AN EVVEL KURTULMALIYIZ"
Bu bakımdan öncelikle "Tanık ifadeleri, sarih ve sahici delillerle birlikte diğer sair bilgi, belge ve bulguların dava dosyasına eksiksiz ilâvesinin yapılması suretiyle kovuşturma etapları tamamlanmalı" çağrısında bulunan Bahçeli'nin İmamoğlu'yla ilgili "Mahkeme süreçlerinin ivedilikle görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir" sözleri, "bilgi, belge ve bulguların eksik olduğu"nun ifadesi.
Bu arada MHP'li yöneticilerin "Bir masumiyet karinesi var, yahu insanlar suçu sabit görülünceye kadar mâsum sayılmalı, bir de tutuklama istisnaî bir durum" açıklamaları, iktidar canibindeki "hukuk sancısı"nı açığa çıkarırken, Bahçeli'nin "Suçsuzsa beraatı, değilse, tecziyesi maşerî vicdana muvafık halde mutlaka en kısa sürede temin edilmelidir" tepkisi, sözkonusu soruşturmaların maşerî vicanda mâkes bulmadığının, hukukî değil, "siyasî operasyon" olduğunun ikrarı olarak kayıtlara geçiyor.
Yine AKP kurucusu Meclis eski Başkanı Arınç'ın "İmamoğlu'nun diplomasının iptal edilmesinin yanlış olduğu"nu belirterek "Kumpas kuruldu düşüncesine sahip olanlar haksız sayılmazlar" yakınmasıyla Demirtaş'ın tutukluluğunu hatırlatması; "Bir büyükşehir belediye başkanının tutuksuz yargılanması esas olmalı" sözleri gerçeğin içeriden bir diğer tesbiti oluyor. (gazeteler, 20.4.25)
Aslında "Memlekette sayısız siyasetçinin, yazdıkları, konuştukları yüzünden yıllarca cezaevinde yattıkları"na dikkat çeken Ahmet Taşgetiren'in "İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olmasa başına bunlar gelmezdi" kanaatinin toplumda yaygınlaştığını, sokaklarda konuşulur hale geldiğini nazara verip, "Bahçeli, 'Şu İmamoğlu ile ilgili ne bilgi-belge varsa ortaya konsun adam suçlu ise cezalansın, suçsuz ise beraat etsin' mealli çağrısı, 'Bu işin altı boş, onun için bir an önce bu işten kurtulmalıyız' çığlığı" cümlesi krizin içyüzünü açığa çıkarıyor. (Karar, 18.4.25)
Bu açıdan "Ak Parti'de 'Yahu Reis, vaktiyle bize yapılanı şimdi biz başkalarına yapıyoruz, Adalet dedik insanlar sokakta adaleti arıyor!' şeklinde 'acı söyleyecek' bir 'dost'u kalmadı mı Reis'in" soruları vaziyeti ele veriyor. O denli ki Perinçek'in "Toplumda dokunulmazlıkları var" deyip, "Hukuken tutuklama nedenleri olsa bile daha hoşgörülü davranılabilir" demesi çıkmazı ele veriypor.