Demokratik direnç ve işbirliği
Meclis'teki son saldırı tertibi, gittikçe erozyona uğrayan "iktidar cephesi"nin şiddet sarmalını tetikleyen kavgayı tahrikle toplumu kamplaştırıp kutuplaştırarak daha da erimeyi durdurma hamlesinin son gösterisi.
İftiralı videolarla "iktidara iliştirilmiş medya"da topyekûn muhalefete "teröre destek", "terörist" ve "vatan haini" isnatlarıyla sürdürülen saldırıların sahteliğinin sırıtmasına karşı AYM kararlarının bile bile hiçe sayılmasıyla hukukun çiğnenmesi bundan.
Bundandır ki seçimden sonra âlây-ı vâlâ ile propaganda edilen "yumuşama-normalleşme" furyası boşa çıkarken "yandaş yorumcular", Meclis kürsüsünde bir vekile saldıran saldırgana "eline sağlık" övgüleri diziyor. Maaşlı troller pavyon ağzıyla saldırgana "kral gereğini yaptı!" diyor ve Bahçeli "biz olmadan da AKP gereğini yerine getirdi" çıkışında bulunuyor.
Belli ki bütün bu çarpıklıklarla başta ekonomik yıkım, tarımın çöküşü, İsrail'le gizli kirli ticaret, yargının Sarayın güdümüne sokulmasıyla dayatılan vahim haksızlık ve hukuksuzluklar; ayyuka çıkan rüşvet, hırsızlık, ihâleye fesat karıştırma, milletin malının yandaşlara peşkeşi, partizanlık, israf ve şatafat karartılmak isteniyor.
"DEMOKRATİK İŞBİRLİĞİ" ZEMİNİNDE...
Bu maksatla "iktidara iliştirilmiş medya"da muhalefeti dağıtma komplosuyla "2028'de Cumhurbaşkanı adayı" tartışmaları tetiklendi. Bilhassa "ittifak protokolü" gereği "millet ittifakı" ortağı partilerden 39 milletvekilinin ana muhalefetten seçilmesi serişte edildi. İktidar partisi vekil transferine 500 milyonluk bütçe ayırır, muhalefetin belediye başkanlarını tehditlerle, baskılarla hizmet yapamaz-çalışamaz hale getirme şantajı savrulurken, "yandaş medya"da uzun süredir "mitomani"yle karakterini sürekli yalana ayarlayan yalan hastalığıyla- "6'lı masa"dan vekillerin, hatta bir partinin genel başkanıyla toptan iktidar partisine katılacağı yalanı yaydırıldı.
Çarpıcı olan, parti içi hesaplar ve ideolojik saplantıdaki medyatik saptırmalarla bazı anamuhalefet mahfillerince bu fitne ateşine odun taşınıp malzeme verilmesi. Bu çarpıklıkla 14-28 Mayıs seçimlerinde "millet ittifakı" Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu'nun yüzde 48'le 25 milyon 500 bin oy almasına mukabil, partisinin son seçimde 17 milyon 500 bin oyla yüzde 37'de kalmasıyla, yüzde 11'e tekabül eden 6.8 milyon oyun; bir başka değerlendirmeyle on bir milyon oyun "ittifak ortağı" partileri seçmeninden gittiği gerçeği gözardı edildi.
Özellikle "otoriter rejim"e karşı "millet ittifakı"nca hazırlanan "demokratik anayasa önerisi"yle dış politikadan sosyal politikalara; kamu yönetimi, güvenlik, göç-sığınmacı, sınırları koruma-kontrol, yolsuzluklarla-israfla mücadele, şeffaflık-denetimde "güçlendirilmiş parlamenter sistem mutâbakatı"yla demokratik işbirliği zemininin inşası hiçe sayılıyor.
Ve 31 Mart'taki başarının Kılıçdaroğlu'nun önderliğinde 14-28 Mayıs seçimi sürecinde altyapısını oluşturduğu kucaklayıcı, "helâlleşme"yle barıştırıcı, toplayıcı ve bütünleştirici mâkul siyasetin tesisinden sarf-ı nazar ediliyor...