Cevher İlhan

Yeni Asya

"Söz" ayrı, "eylem" ayrı

Seçimler yaklaştıkça u dönüşleri, çelişkili çarklar, u dönüşleri her haliyle sırıtıyor.Son günlerin gündeminde yer alan, Cumhurbaşkan'nın defalarca milletin önüne deklâre ettiği "Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselemez, faiz daima düşecek" vaadlerinin aksine özellikle 14-28 Mayıs seçimlerinin ardından faizin yüzde 8.5'tan yüzde 50'ye

Bediüzzaman'ın siyasete istikamet dersi

Bediüzzaman, Dinin demokrasi, hak ve hürriyetlerle insanî değerleri târifiyle siyasete bakışını bundan yüz on yedi sene önce dikkat çeker.Daha 1907'de gittiği İstanbul'da "on beş senedir zihninde taşıdığı hürriyet-i şer'iye" ile Şark'ta "neşr-i maarif"le eğitimin ıslâhıyla medreselerde dinî ilimlerin yanısıra fen (müsbet) ilimlerin beraber okutulma

Yeni politik manevralar...

Seçime doğru yanıltma, çarpıtma ve manipulasyonların ardı arkası kesilmiyor.İsrail'le ticaretin zirveye ulaştığı "tek kişilik otoriter rejim"de meydanlarda "İsrail'le ticareti kesin!" pankatları taşıyan vatandaşların derhal derdest edilmesi gibi en son partili Cumhurbaşkanı'nın Konya'daki parti mitinginde staj ve çıraklık sigortası mağdurlarının da

Sahte siyasî mizansenler

Seçim sürecindeki çarpık garabetler, partililerin mübârek Ramazanı parti çalışmalarıyla değerlendirmesini salık veren partili Cumhurbaşkanı'nın partisi ile "cumhur ittifakı" partilerinin "kökü"nü Peygamberimize isnad eden "dini istismar"la kalmıyor.Gazze'de katlettiklerinin mezarlıklarını dahi bombalayan, bir lokma yiyecek kalmadığından havadan atı

Din yine siyasete âlet ediliyor

Seçim sath-ı mâilinde dinin siyasette kullanılmasıyla iktidar partisinin aparatına dönüştürülmesi ve bütün Müslümanların ortak ibadet mekânı camilerde tefrika telkin eden tahriklerle iftirak fitnesi alevlendiriliyor."Din istismarcısı siyaset" dini değerleri siyasi ranta fedâ ediyor. "Siyasî İslâm" zihniyetiyle partisi dışındakileri "din dışı" added

Yine din istismarı

Her seçim öncesinde olduğu gibi herşeyi siyasette istimal eden siyasi iktidarın özellikle "tek kişilik otoriter rejim"de kullanacağı malzeme, söyleyeceği sözü kalmayınca seçimlerde yeniden dini istismarla bir yığın komplo ve kumpas kuruluyor.Bizzat Cumhurbaşkanının itirafıyla "montaj"lı sahte videolarla hedef yapılan "millet ittifakı" Cumhurbaşkanı

"Devlet kanalları" iktidarın aparatı

Son seçim sürecinde onlarca "yandaş" kanalların yanısıra devlet kanalları da iktidar partisi borazanı haline getirilmiş.Bilindiği gibi 14-28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerinde TRT'de "cumhur ittifakı" adayı Erdoğan'a 58 saat canlı yayınlara propagandası yapılırken, "millet ittifakı"nın adayı Kılıçdaroğlu'na sadece 52 dakika yer verilmesi

Yeniden "gaz ve petrol müjdeleri"

Mayıs genel seçimlerinde olduğu gibi mahalli seçimlerde de devlet imkân ve araçlarıyla boş vaadler gırla gidiyor.İktidar partisi adayları, partilerinin emeklilere desteği için kendilerine oy verilmesini şart koşuyor. En çarpıcısı iktidardakilerin Gazze'ye yardımı da seçimi kazanmalarına bağlamaları. Açlıktan ölen çocuklara, mazlumlara âcilen yapıl

Vatandaşlar susturuluyor

Siyasetin saptırıcı tezatları sırıtıyor.En son Cumhurbaşkanı'nın partisinin mitinginde "Hiç çekinmeyin, yüzümüze hakikatleri haykırın ki hatamızı görüp kendimizi düzeltelim; bizde kibir, enâniyet, riyakârlık olmaz" çıkışı bunlardan biri. Özellikle başta on iki bin çocuğun katledildiği Gazze'de bombardımanından kurtulan çocuklar açlıktan ölürken, İs

"One minute" de berhava

"Tek kişilik otoriter rejim"in çifte standartlı ve çelişkili "dış politika"sında da "söylem ayrı, eylem ayrı" sığlığı sürüyor.Bu durum, öncelikle mübârek Ramazana girerken bir türlü ateşkese râzı olmayıp, 7 Ekim'den bu yana aralıksız bombardımanlarla sürdürdüğü ve Ramazanda da tam bir vahşet ve zulümle devam ettirdiği Gazze katliamında 13 bini çocu