Bercan Tutar

Sabah

Rahat yüzü görmeyenlerle 'rahatı kaçanlar'ın savaşı

Meşrutiyet dönemi yazarlarından Yusuf Samih, 1922'de yayımlanan Sicilya Hatırası isimli kitabında geçmişine, halkına, kültür ve tarihine Batılıların gözüyle bakan mutantlaşmış yerli hainlerin sahip olduğu hastalıklı zihniyetin içyüzünü şöyle özetler: "Allah bir, din bir olduğu gibi gün dahi birdir. Bugün düne benzemiyor zannetmeyiniz. Ehl-i Salib'i

Geçmişiyle savaşan siyasi Don Kişotlar

Geçen yüzyılın en büyük siyasi transatlantiği olarak görülen ve hükmetmediği okyanus kalmayan ABD bugünlerde balıkçı teknelerinin denizde bıraktığı izden bile daha az etki bırakıyor küresel siyasette. Esip gürlemesine rağmen Pasifik Okyanusu'ndaki Solomon Adaları'nın nezdinde bile hükmünün kalmadığını görüyoruz. Belki de bu yüzden olsa gerek Amerik

Erdoğan ile Putin'i hafife alanların trajedisi

Rusya'dan aldıkları 'doğalgazı' bırakıp ABD'nin 'siyasi gazı'na gelen Avrupa ülkelerinde karakışı nasıl geçireceklerine dair panik giderek derinleşiyor. Rusya'ya topyekûn savaş ilan edip yaptırım uygulayan Avrupa'nın maruz kaldığı bu paradoksal trajedi, ABD liderliğindeki Atlantik sisteminin aslında kâğıttan bir kaplan olduğunu da ifşa etti. Sırbis

Göz kamaştıran 'hayıflanmalar'

Çok kutuplu yeni dünyanın kurucu aktörleri konumundaki Türkiye, Rusya ve Çin'in kritik hamleleri ABD'nin 'Imperium Americana' rüyasını kâbusa çevirdi. Haliyle ABD'nin 1991'den sonra devreye soktuğu 'Yeni Roma' olma projesi başka bahara kaldı. Fakat kimi Amerikalı aydınlar hâlâ nostaljik halüsinasyonlar görmeye devam ediyor. Onlardan biri de 'Akıllı

Hadsize haddini bildirmek

Dünya düzeninin içine girdiği değişim sürecini en somut şekilde algılamamızı sağlayan gelişme 24 Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik başlattığı askeri operasyon oldu. Altı aya yaklaşan savaş, The New Statesman yazarlarından Jeremy Cliffe'nin de işaret ettiği gibi 1945'ten bu yana küresel sistemi sarsan en büyük jeopolitik deprem niteliğinde.

Amerika'nın yeni dış politika paradigması

Ekonomik, askeri, teknolojik ve siyasi açıdan dünyanın küresel ekseni Atlantik'ten Avrasya'ya doğru kayıyor. Tarihi bir değişim sürecinden geçiyoruz. Bu bağlamda ulus aşırı şirketlere ve finans kapitalizme dayalı neoliberal piyasa uygarlığının ana taşıyıcısı olan küresel statüko her yandan can çekişiyor. Özellikle de mevcut uluslararası sistemin me

Trump'tan acı itiraf

Küresel siyasetteki türbülans her geçen gün daha fazla derinleşiyor. Zira ne merkezdeki aktörler ne de yeni bir paradigma arayışındaki direnç cephesi mevcut sistemden memnun. Atlantikçi statükocular da yeni bir dünya arayışındaki Avrasyalı revizyonist ülkeler de şu anki küresel tablodan oldukça rahatsız. Bu da haliyle emperyal merkezde konumlanmış

Küresel geleceğimiz

Uluslararası siyasette köklü dönüşümlerin yol haritası büyük güçler arasındaki mücadeleden ziyade ikincil düzeydeki kritik restleşmelerle belirlenir. Bu restleşmelerden elde edilen sonuçlar bize dünyanın gidişatı, bölgesel ve küresel statükonun geleceği ile konjonktürel mimarinin nasıl bir yapısal çerçeveye kavuşacağı konusunda sağlam veriler sunar

İngiliz tarzı çöküş

Yenilen pehlivan misali güreşe doymayan Atlantik dünyası Avrasya ile yeni bir mücadeleye daha tutuştu. Rusya'yı hedef alan Ukrayna krizinden ders çıkarmayan ABD ve müttefikleri bu kez Tayvan provokasyonu ile Çin'i çevreleme hamlesine girişti. Ancak Ukrayna'da olduğu gibi Tayvan krizinden de istedikleri sonucu alamayacaklar. Çünkü zamanın ruhu, tari

ABD çözülürse sorunlar da çözülür

Dünya büyük bir dönüşümden geçiyor. Küresel jeopolitik dengeler kökünden sarsılıyor. Atlantik merkezli eski dünya yerine Avrasya merkezli yeni bir dünyanın doğuşuna ve yükselişine şahitlik ediyoruz. Küresel ve bölgesel düzeydeki her tür gelişme bu değişimin birer göstergesi niteliğinde. Ne var ki dünyaya Atlantik'in gözlükleriyle bakanlar ABD aleyh