Geçmişiyle savaşan siyasi Don Kişotlar

Geçen yüzyılın en büyük siyasi transatlantiği olarak görülen ve hükmetmediği okyanus kalmayan ABD bugünlerde balıkçı teknelerinin denizde bıraktığı izden bile daha az etki bırakıyor küresel siyasette. Esip gürlemesine rağmen Pasifik Okyanusu'ndaki Solomon Adaları'nın nezdinde bile hükmünün kalmadığını görüyoruz. Belki de bu yüzden olsa gerek Amerikan yönetimi küresel jeo-politikadan daha fazla sosyo-kültürel meselelerle ilgileniyor. Pentagon'da hipersonik füzeler, yeni muharebe taktikleri ve yeni nesil savunma teknolojileri yerine askerlere cinsiyetçilikle mücadele ve ırksal farkındalık gibi seminerler veriliyor. Nitekim Afganistan, Irak, Suriye, Libya ve Ukrayna hezimetleri, Amerikan askeri yetkililerinin pek ilgisini çekmiyor. Benzer şekilde askere yazılanların neden yüzde 50 oranında azaldığı da pek sorun edilmiyor. FBI ve CIA ise kreşler için hazırladıkları ırksal ve kültürel çeşitliliği kutsayan videolarla çocukların toplumsal farkındalığını artırmaya çalışıyor. Ne var ki bu çabalar bir sonuç vermemiş görünüyor. Yoksa enflasyon ile birlikte suç oranı şu an ülkede son 40 yılın zirvesine tırmanmazdı. Korona salgınında devletin yetersizliği ve halkına sahip çıkmadığı ortaya çıktı. Salgınla mücadelede insanların bencilliği tavan yaptı. Kimsenin dayanışma ve toplumsal sağlığı gözetmediği görüldü. Şimdi ise pandeminin tetiklediği enflasyon, enerji ve tedarik krizleriyle boğuşan Amerikan orta sınıflarının servet ve kazançları eriyor. Fakirlikten yoksulluğa doğru giderek şiddetlenen ekonomik tsunami dalgası orta sınıfların bugününü ve geleceğini silip süpürmüş durumda. Devletin çalışanları korumadığını ve siyasilerin de insanların hak ve birikimlerini gereksiz yerlere savurduğunu gören Amerikan halkındaki öfke, enflasyonla paralel şekilde yükseliyor. Mesela işçilerin emeklilik fonlarında toplanan 3 trilyon dolar kadar paranın çalışanlara değil hükümet tarafından öncelik arz etmeyen çevre yatırımlarına harcandığı ortaya çıktı. Joe Biden yönetimi faizleri artırarak enflasyonu dizginlemeye çalışıyor. Fakat uzmanlar 30 trilyon dolar borç batağındaki ABD devletinin bu sarmaldan çıkmasının çok zor olacağı kanısında. Çünkü ABD'nin içerideki 'küreselci frankeştaynları'ndan başka dışarıda da zorlu düşmanları var. Amerikan yönetimi bugün 'çifte soğuk savaş'a giriştiğini ilan ettiği Rusya ve Çin karşısında pek bir varlık gösteremiyor. Zira ülkenin trilyonlarca doları gerçek ihtiyaçlar yerine cinsiyetçilik ve ırkçılıkla mücadele gibi ideolojik mahiyete sahip 'kampüs değerleri'nin toplumda kökleşmesi için harcanıyor. İş, sağlık, eğitim, güvenlik, istihdam, ulaşım ve enflasyonla mücadele gibi 'aile değerleri' endeksli sosyo-ekonomik sorunların giderilmesi şu