TÜRKİYE'DE yıllardır seçim kaybetmenin getirdiği hazımsızlık yüzünden bunu paranoyaya dönüştürüp, saldırganlaşan tipler üremeye başladı. Yol yapıyorsun, yola saldırıyorlar, köprü yapıyorsun, köprülere karşı çıkıyorlar. Boğazın altına tünel inşa ediyor, 100 yıllık bir rüyayı gerçekleştiriyorsun, yerden yere vuruyorlar. Dünyanın en büyük havaalanları
MAALESEF adeta Türkiye'yi durdurmak için ter döken, takoz olmak için kendini yırtan bir muhalefetin olması bu ülkenin en büyük kaybı. İçeride yapmayı vaat ettikleri tek bir proje yok. Dışarıda ise hiç yoklar. Ankara'nın uluslararası dış politikası nasıl olmalı konusunda tek bir fikirleri yok. Dünya nereye gidiyor umurlarında değil. Hayata geçirilen
TÜRKİYE yıllardır NATO'ya en büyük katkıyı veren ender ülkelerden biriydi. Batı'nın doğu kanadında en uçta Avrupa'nın ve tüm müttefiklerin güvenliğini sağlayan yegane ülkeydi. Hiçbir alakası olmadığı halde Kore savaşında asker ve can verecek kadar katkısı olan bir üyeydi. Yıllarca basiretsiz, ezik ve teslimiyetçi siyasiler tarafından yönetildik. Ba
BAŞKAN Erdoğan bir kez daha dünya gündemini belirledi. Beyazsaray'dan Pentagon'a, Avrupa Birliği'nden dünya başkentlerine kadar her yerde Türkiye konuşuluyor. Siyasiler, askerler, akademisyenler ve Batı medyasının tamamında ana başlık Türkiye'nin "Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğine sıcak bakmıyoruz. Boşuna Ankara'ya görüşmeye gelmesinler" çıkışı
BAŞKAN Erdoğan önceki gün bir liderin yapması gerekeni yaptı ve hayati derecede önemli bir konuda net konuştu. "İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girme girişimleri ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz ama olumlu bir düşünce içinde değiliz" dedi. Yani iki ülkeyi de "Veto" yetkimizi kullanarak NATO'ya girişlerini engelleyeceğimizi duyurdu. Bu açıklama
ÖNCEKİ gün Batı basınında ilginç bir analiz vardı. Türkiye'de muhalefetin tek hedefinin olduğu belirtiliyor "O da Erdoğan'ı indirmek" deniliyordu. Muhalefetin bunun dışında bir projesi, bir programı olmadığı vurgulanıyordu. İttihatçı zihniyet böyledir. Her şeyi aşık oldukları Batı'dan bekleyen bir kafa yapısıdır bu. Sultan Abdülhamid Han döneminde
DÜNYANIN en zenginlerinde Bill Gates, kendine muazzam bir saray sığınak yaptırdı. Binlerce dönüm tarım arazisi aldı. Şu anda ABD'nin en büyük toprak ağası haline geldi. Yapay et tüketimi ile ilgili çalışmalar yaptırıyor. Gelecekte dünyanın yerle bir olacağı düşüncesinde olan bir kişi gibi yatırımlar yapıyor. Sosyal medya platformu Reddit'te "Sor Ba
SAVAŞLARIN şekil değiştirdiği bir dönemden geçiyoruz. Mesela ABD istihbaratı CIA, MOSSAD veya MI6 son dönemde hackerlerin peşine düştü. Dijital ortamda siber ordu kurma çalışmalarında gelinen nokta dudak uçuklatıyor. Kafası çalışan, şifre kırıcı hacker'lar devlet sitelerine girerek hackleyebiliyor veya bankalarda dilediklerinin hesaplarını boşaltar
"Don't look up"... Yani "Yukarı bakma"... Çok etkileyici bir film. Leonardo DiCaprio'nun başrolünü oynadığı filmde, insanoğlunun geldiği son nokta dahiyane bir senaryoyla gözler önüne seriliyor. Dünyaya kuyruklu yıldız düşmek üzere... Akademisyen DiCaprio ekranlardan bunu haykırıyor, "Dünyanın sonu geldi" diyor. Kimsenin umurunda değil. Herkes self
YIL 1946... Hayata gözlerini yuman Washington büyükelçimiz Münir Ertegün'ün naaşı Amerika'dan Missouri Zırhlısı ile Türkiye'ye getiriliyor. Sam Amca, Türkiye'de Amerikan mandacılığını kurtuluş olarak görenlere jest yapıyor. Savaş gemisi ile cenaze taşıyor. Çünkü Türkiye'yi yönetenler Amerika'yı o dönemde kurtarıcı olarak görüyor. 25 kuruşluk Missou
© 2016