Bedri Baykam

Cumhuriyet

Kritik iki gün: Pazar ve salı

Henüz 4-5 yaşındayken, iki kurum hayatıma derin ve kalıcı girişlerini çoktan yapmışlardı bile! Bunu da her zaman gururla söyledim. Cumhuriyet Halk Partisi ve Fenerbahçe'den söz ettiğimi anlamışsınızdır. Normalde tabii ki bütün Türkiye'yi ilgilendiren bir yerel seçim öncesinde, yazımın tamamını bu konuya ayırırım. Fakat Fenerbahçe, 2 Nisan Salı günü

Fenerbahçe'nin Kritik Kararı ve Hayati Hatırlatmalar

Geçen pazar oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe maçının son derece önemli olmasının yanı sıra, oldukça gergin geçeceğini, herhalde yalnız tüm spor severler değil, ilköğretim talebeleri bile çok iyi biliyordu. Ama ilginç bir şekilde bunu bilmeyen (!) kişi ve kurumlar vardı, Trabzon Emniyet Müdürlüğü, Trabzon Valiliği ve Trabzonspor'un yöneticileri gibi F

Güven duygusunun yok edildiği ülke...

Türkiye'nin önünde 17 gün sonra gerçekleşecek seçimler ve iki ay kadar da sonra sonuçlanacak olan Türkiye Süper Ligi var. Kimilerine göre seçimler tabii ki her şeyden daha önemli; başka vatandaşlara göre de kendi takımlarının Süper Lig'i kazanması "olmak ya da olmamak" sorusunun yanıtı kadar hayati. Üzülenler, sevinenler, hayal kırıklıkları, heyeca

Siyasilerin ötesinde, kitle örgütlerinin bilinç kaybı ve... Sarıyer!

Geçen hafta size İYİ Parti'nin ve DEM'in, sözde muhalif partiler olarak AKP'ye karşı aday çıkarmalarının mantıkla ve matematikle ilişkisini ne kadar kaybetmiş olduğunu yazmıştım. 1994 yerel seçimlerinde benzer bir tavırla bölünen merkez sol ve merkez sağ partilerin nasıl intihara koştuklarını ve ülkeyi bugünkü cumhuriyet ve demokrasi karşıtı AKP de

İlkokul matematiği bilmeyen siyasilere...

Önceki günlerden birindeki İYİ Parti'nin tanıtım toplantısının haberlerini izlerken Hiç aklıma gelmezdi kahkahaya boğulacağım: Birden bütün salon "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye tempo tutmaya başladı! Acaba Mustafa Kemal, şu ortamda Cumhuriyetçi güçlerin oylarını bu kadar tehlikeli bir yapıda bölen bir partinin, kendi adını kullanarak bu sloga

Laik bir Cumhuriyet'te şeriat düzeni olamaz. Nokta.

İçtiğimiz bir kahve, aynı anda hem buzlu hem de kaynar olamaz. Bu basit dengeyi, siyasi ortama da uyarlamak mümkün tabii Konuya direkt şeriat-laiklik örneğiyle başlamayacağım. Önce sol siyasilere bakalım Mesela, sosyalizmden ve kendisini sosyalist olarak tanımlayan bir insandan bahsedildiğinde "Hangi sosyalizm" diye sorarım hemen! 70'ler ve 80'lerd

Adaylıklar şangırtılar eşliğinde açıklanırken...

Adaylık, kişisel bir olay değildir. Yalnız kendi yakın çevresini değil, bütün ilçeyi ayağa kaldırabilmelidir. Tabii bunun için o adaylık tartışmaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmiş olmalıdır. O zaman örgüt de tecrübeli isimler de seçmen de heyecanla sahaya çıkar. Herkesin gözünde umut vardır. Bir de tersini düşünün. Kimsenin tanımadığı "dayatıl

Deprem, Anayasa ve Şeriat

Evvelki gün 6 Şubat'tı. Yazılı ve görsel medya, 11 ilimiz ve sayısız ilçemizde hayatı yerle bir eden deprem gecesinin korkunç bilançosunu çıkardı. Geçen bir yıllık süreçte yaralar ne kadar sarıldı, hangi sözler yerine getirildi, halk depremden sonraki ikinci kış soğuğunun ortasında hangi şartlarda yaşıyor; tüm bu konuları kamuoyunun gözü önüne serd

IŞİD eylemde, parlamento hukuk depreminde

Evvelki gece bu başlıkta gördüğünüz konuyu Cumhuriyet için kaleme almak kararlılığıyla iPad'imin başına oturdum. Halk TV'de "Kayda Geçsin" programını izlemeye başladım. Ülkemizin gururu gazetecilerimiz yine iş başındaydı. Geçen hafta Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Murat Ağırel'den söz ederken onların Uğur Mumcu'nun açtığı yolun, yani araştırmacı g

"Araştırmacı gazetecilik" efsanesi aydınlatmaya devam ediyor

24 Ocak Pazar günü, her pazar sabah olduğu gibi halı saha futbol oynamaya gitmiştim. Spor sonrası arkadaşlarla çay sohbet derken eve dönüşüm öğle civarıydı. İstanbul'da güneşli bir kış günüydü. Evde biraz tembellik yaptıktan sonra televizyonda kanal ararken haber önüme altyazılardan düştü: "Uğur Mumcu Ankara'da bombalı suikast sonucu öldürüldü." Ev