Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu'nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito'larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

DEĞER MİYDİ, KEMAL BEY

O meşhur 15 Eylül Pazartesi günü, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi kararını açıklayana kadar ne medyaya ne sayın Özgür Özel'e yanıt vermemek için ortadan yok olan Kemal Bey'e bir çift sözüm var:

Sayın Kılıçdaroğlu, halkımız balık hafızalıdır derler ama her konuda değil! Emin olun, aradan 30 yıl geçse de CHP'ye ve demokrat yurttaşlara yaşattıklarınızı hiç kimse unutmayacak. Hani avukatınız Celal elik'in söylediği "Zarar vermemek için sessiz kaldı, sürece dair bir beklentisi yok" sözleri var ya, bana güvenin, yakın çevrenizden buna inanacak 200 kişi çıkarsa öpüp başınıza koyun. Birkaç gün önce çok acı bir karikatür gözüme çarptı. Sizi, kapıya asılı bir paketin içinde resmetmişler: "Askıda kayyum". Ekmeleddin İhsanoğlu faciası başta olmak üzere, geçen onca siyasal yörünge tartışmasına rağmen bütün seçimlerde size destek vermiş biri olarak kendinizi böyle bir siyasi finale uygun görmeniz içimi acıttı. Artık ne yaparsanız yapın, siyasi kariyeriniz maalesef son bulmuştur. Bu düzen yarın elinize boş bir bina verip buranın kayyumu olduğunuzu bildirse bile, olsa olsa yukarıda sözünü ettiğim 200 kişiyle çay içersiniz. Ama bunun bile hayalini boşuna kurmayın, Özgür Özel ne kirli siyasete ne kayyumlara ne saptırılmış hukuk ne de sokak holiganlarına hiçbir şekilde geçit vermeyecek. Tüm halkımızın coşkuyla izlediği gibi, siz de kendisini lütfen dikkatle izleyin. Gerçekten liderlik dersi veriyor! Onun kürsüye vurarak söylediği "CHP'nin baba ocağına hiç kimse giremez" sözlerinin derinliğini bilmem algılayabildiniz mi Buna ne Özel izin verir ne de örgüt...

GÜRSEL TEKİN ALTERNATİF İL KONGRESİ İSTİYORMUŞ

Kendisine verilen "misyonu" tamamlayamadığı için kıvranan diğer isim, bu iktidarın atadığı ve yandaş medyanın candan desteklediği İstanbul kayyumu... Önce Ankara 3. Asliye Mahkemesi'nin "CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum olarak Gürsel Tekin'in atanması kararına esastan ret" vermesiyle ıskartaya çıkarılmasını hazmedemedi. Sonra sahnede olma aşkı yine tavan yaptı! Konuyu duyduğumda önce gerçekten Zaytung haberi zannettim. Pazartesi günü aradığını bulamayan, bir de üstelik kendi teorik görevi bile elinden alınan Tekin, Sarıyer İlçe Seçim Kurulu'na müracaat etmiş ve İstanbul olağanüstü il kongresinin düzenlenebilmesi için gerekli evrakların kendisine verilmesini istemiş! "Bunlar yalnız genel merkezin alanı" mealinden kısa bir yanıt alınca da herhalde bayağı bozulmuştur, Gürsel Bey. Emin olun bunu duyunca çok güldüm ama Tekin için, Kemal Bey'e üzüldüğüm gibi dertlenmedim. Hani Özgür Özel, "Bu ihaneti yapan hiç kimseyi affetmeyeceğim" dedi ya İnanın, milyonları kızdırmasının yanı sıra bu kadar güldürmesine rağmen onu da hiç kimse affetmeyecek!

'İKİLİ HUKUK' BU KADAR ABARTILABİLİR Mİ

CHP'ye yapılan saldırılarda ikili hukuk yaklaşımının abartılı göstergeleri olduğuna göre, CHP'nin ilk yapması gereken, artık bu komployla ilgili her evrağı reddetmesi için avukatına yetki vermeli ve kendisinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin onurunu korumalıdır. Bunu, özellikle CHP'nin zaten olağanüstü ve olağan kurultay toplayarak "mutlak butlan" saldırısını devre dışı bırakma stratejisinin tamamen dışında yazıyorum.