Sopayla kaybettirilen seçim

Kafana silah dayanmış, bir yumruk göğsüne bastırıyor. Sana "Hadi seçim yap" deniyor.Sorarsanız Türkiye'de seçim oldu. Yetmedi ikincisi yapıldı. Erdoğan, "Diktatör ikinci tura kalır mı" diyerek üzerindeki tozu almaya çalıştı.Gerçekten soralım, buna seçim denilir miAdı üstünde, "tercih" olması için, koşulların eşit ve iradenin özgür olması lazım. Öyle değil, hepimiz biliyoruz. Bir taraf; tankla, topla, gemiyle, uçakla konuştu. Öbürünün ağzına ses çıkarmasın diye bez parçası tıkıldı. Sonra da bu tiyatroya demokrasi denildi.TEK KURAL ERDOĞANErdoğan yönetim sistemini değiştirmekle kalmadı. Devletin tüm kurumlarını kendisine bağlamakla kalmadı. En önemsiz kararlar için bile "ben bilirim düzeni" kurmakla kalmadı. Devletin başını, hükümetin başını, partisinin başını, kendi başında buluşturmakla kalmadı.Kalmadı, kalmadı, kalmadı...Geçmişte "ama iyi kötü"ydü "ama ağır aksak"tı, Türkiye'nin seçim tecrübesini de alaşağı etti. Tek kurallı, Erdoğan'ın kazanmasına ayarlı hale getirdi.2017'de, mühürsüz oylarla rejimi değiştirirken sistemi ittifaklar üzerine kurdu. Duruma uyum sağlayan muhalefet de ittifak yaptı. Yine memnun olmadı, 2022 Nisan'ında, bu kez ittifakları önemsizleştiren yeni bir seçim düzeni daha yarattı. 2023'ün seçim saatini de buna denk getirdi. Anayasaya rağmen 3. kez aday oldu.Öyle ki kıdemli hâkimlerin yerine kurayla sandık kurulu başkanı belirlendi. Ya da dağıttığı yeni vatandaşlıklarla seçmen profilini dönüştürdü.Kısacası topu da çizgiyi de kaleyi de istediği zaman değiştirdi.DEVLETİN ÇÖKEN TARAFSIZLIĞITürkiye'de eski düzende içişleri bakanı, adalet bakanı, ulaştırma bakanı seçimden önce istifa ederdi. Yerlerine tarafsızlar atanırdı. Böylece devlet, partilerden birinin emrine girmezdi. Bürokratlar seçimlerde tavır almazdı.Şimdi...Devlet dairelerine, kamu binalarına, askeri bölgelerin tellerine seçim afişleri asıldı. Devletin polisine bile muhalefete hakaret eden, parti bülteni gibi açıklama yaptırıldı.Devletin imkânlarıyla seçim çalışması yapan bakanlar, kamunun benzinini, sermayesini harcamakla kalmadı. Siyasi duruşunu beğenmedikleri vatandaşı içeri aldırdı. Memurları, seçim işlerinde parti militanı gibi kullandı. Kimi büyükelçiler de kimi imamlar da ilçe başkanı gibi iş tuttu.MİLLETİN İMKÂNLARI ERDOĞAN'ABir taraf yoklukla propaganda yaparken bir taraf milletin sermayesini sonuna kadar kullandı. Bütün milletin imkânlarıyla üretilen Togg ve TCG gemisi seçim için meydanlarda sergilendi. Bizimmiş gibi Rus doğalgazı bedava dağıtıldı. Kamu açılışları seçim mitingine çevrildi. Yoksullara dağıtılmak için ayrılan patates çuvalları, depremzedelere ayrılan AFAD kolileri iktidarın seçim ofislerinden, araçlarından çıktı. Deprem konutları, "seçilemezsem" denilerek tehdide dönüştü.TRT, Erdoğan'ı 48 saat, Kılıçdaroğlu'nu 32 dakika konuşturdu. Çoğu kamu imkânlarıyla yandaşlaştırılmış medyada aynı anda 14 kanalda canlı yayınında görünmesi yetmedi... Devletin televizyonu propaganda üssü, Milli Mücadele'yi duyursun diye kurulmuş Anadolu Ajansı seçim gecelerinin "istenildiği gibi" duyuranı oldu. RTÜK muhalif medyayı cezalandırıp, yargı iktidarın sevmediği gibi konuşanları sustururken iktidar yararına manipülasyon