Ekonomik bunalım neyin sonucu

2023 zamlarla gelirken memurların, emekçilerin, emeklilerin maaşlarına yapılacak zammın çok düşük kalacağı görüldü. Çünkü iktidarın ekonomi politik öncelikleri farklı. Çünkü yeterli kaynak yok. Çünkü Türkiye çok borçlu bir ülke. Çünkü kıt kaynaklar da akılcı, verimli, üretken yatırımlar için kullanılmadı.Hemen birkaç kısa bilgi paylaşalım, konuyu daha iyi kavramak için.Türkiye; 1923-2002 arasında, Cumhuriyetin ilanından AKP iktidarına kadar, 247 milyar dolar dış ticaret açığı vermişti. AKP iktidarında, 2003-2022 arasında verdiği dış açık, AKP öncesi 79 yılın 5 katından fazla: 1 trilyon 250 milyar dolar. Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre; 2022'de yıllık enflasyon yüzde 64.27, Enflasyon Araştırma Grubu'na (ENAG) göre ise yüzde 137.55.Yukarıda sıralananlar, ekonomimize ilişkin tablonun parlak olmadığını gösteriyor. Dahası var. İşsizlik yüksek, cari açık yüksek, dış borç yüksek. Kökü, 24 Ocak 1980'e, tarihimize 24 Ocak Kararları olarak geçen ekonomik programa dayanan, 12 Eylül darbesiyle, silah zoruyla uygulanan, izleyen yıllarda seçilmiş hükümetlerce harfiyen benimsenen, AKP'nin de takip ettiği programın sonucu bu tablo.EKONOMİDE DENGENİN ÖNEMİTürkiye; üretimi değil tüketimi, ihracatı değil ithalatı benimsedi. Üretim ekonomisi ve planlamadan koptu. Devlet ekonomiden çekildi. Dengesini, sanayileşme iddiasını, büyük ölçüde kamu öncülüğünde sağlanan sanayi altyapısını yitirdi. Hem bölgeler arasında hem sınıflar arasında dengesizlik, arttı. Gelir dağılımı uçurumu derinleşti. Orta sınıf eridi. Finans sektöründe, sanayide, borsada yabancıların payı arttı.Hemen belirtelim, ekonomik büyümeyi, tümüyle ithalata bağımlı kılmak ne denli sağlıksız ise tümüyle ihracata, yani dış talebe bağlamak da o kadar yanlıştır. Çünkü dış talep azaldığında, ihracat şansı zayıfladığında, zor durumda kalınır. Bu sorunu aşmak için; iç talebi canlandırmak, iç pazarı büyütmek, iç tüketimi artırmak, orta sınıfı güçlendirmek gerekir.