Muhalefet ve değişimin yönü

Bir değişim lafıdır gidiyor, özellikle de muhalefette. Fakat değişimin içeriğini, yönünü, kapsamını, anlamını tartışan yok. Çünkü değişimden anlaşılan, birinin koltuktan kalkıp, diğerinin oturması şeklinde maalesef.Seçimin kaybedenleri olarak öne çıkan CHP ve İYİ Parti'de değişim isteyenlerin, değişimden neyi anladıkları bilinmiyor. Bu iki partiye bakınca görülen şu; bir yanda koltuktan kalkmamakta ısrar eden genel başkanlar var, bir yanda da genel başkanları eleştiren, koltuktan kalkmalarını isteyen ama o genel başkanlardan ideolojik, politik olarak farkını ortaya koymayan, koyamayan, zaten farklı da olmayanlar var.CHP'yi ele alalım, değişim partinin köklerine sadık kalarak, o köklerden güç ve ilham alarak mı olacak Yoksa Erdal İnönü'den bu yana moda akımlara kapılan, partiyi liberallerle, numaracı cumhuriyetçilerle, etnikçilerle, mezhepçilerle, alt kimlikçilerle, hayatı boyunca CHP'ye karşı mücadele vermiş kişilerle doldurmayı değişim sanan yeni bir yüz mü geçecek partinin başına CHP, altı okun altısına birden aynı kararlılıkla, tutarlılıkla, yüreklilikle sahip çıkacak mı Yoksa okları tartışmaya açıp, dahası reddi miras anlamına gelen sözler mi edecek CHP, Cumhuriyetçi, toplumcu, kamucu, solcu, antiemperyalist, Aydınlanmacı, laik, eşitlikçi, emekten yana, bağımsızlıkçı, ulusalcı bir parti mi olacak Yoksa Batı tipi liberal sol (ne demekse) bir parti olarak mı yol yürüyecekİYİ Parti'ye gelince, bu parti kendisini nasıl tanımlayıp, nerede konumlandıracak Milliyetçi çizgisi baskın, belirgin bir parti mi Yoksa merkez sağ, liberal bir parti mi İdeolojik yönü güçlü bir parti mi Yoksa sağda bir kitle partisi mi Bu sorulara vereceği yanıt, partinin Meral Akşener sonrasındaki ömrünü de kurumsallaşıp kurumsallaşamayacağını da belirleyecek kuşkusuz.Tartışma CHP'de İYİ Parti'ye oranla daha çetin, daha