Tatilde gazetecilik

"Uzun ve iyice uzatılan bayramlar, gazeteciliğin düşmanıdır" derdi, Cumhuriyet gazetesinin efsanevi servis şeflerinden rahmetli Abdülkadir Yücelman.Gerçekten de öyle.Emekçiler tatile çıkar. Çalışma hayatı durur, siyasetçiler başta olmak üzere toplumun her katmanı elinden geldiğince farklı bir program yapıp o üç beş (bu kez dokuz gündü) günlük zaman dilimini değerlendirmeye çalışır.İşte o "sakin" günlerde gazetecilerin de en büyük sıkıntısı haber üretmektir. Önceden röportajlar yapılır, söyleşiler yedeklenir, özel dosyalar ve yazı dizileri hazırlanır.Cumhuriyet bu dokuz günlük süreyi, "öteki" medyadan farklı bir çizgide değerlendirdi, günceli yakaladı.Nergis Şimşek'in, çalışan ve emekli maaşlarındaki "kandırmaca artış"la ilgili yazı dizisinin hemen ardından, Selda Güneysu'nun Kıbrıs'ın dünü, bugünü, yarını adlı çalışması 20 Temmuz Barış Harekâtı'nın 48. yılı öncesi hem adada, hem anakarada ses getirdi. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın, "Türkiye olmasa, Kıbrıs Ukrayna'ya dönerdi" mesajı, Dışişleri Bakanlığı'nın dikkate alması gereken bir çağrı. Keza, Selda Güneysu ile sütunları paylaşan Kıbrıs muhabirimiz Onur Evrensel'in, "Yasak Kent Maraş'ın gözyaşları" dosyası da, insanları 50 yıl öncesinin cennet sahiline götürdü. Maraş'ta yaşayan yedi Türk ailesinden birinin ikinci kuşağı Canan Kurtoğlu'nun duygu yüklü cümleleri, yine barış harekâtı sonrası Rum tarafında kalan Lordos ailesinin şimdilerde 60'lı yaşlara gelen bireyi Andreas'ın, "dostluk" cümleleri Cumhuriyet ailesini yavru vatana götürüp getirdi bayram süresince.Dizi demişken, Ankara Temsilciliğimizden Sefa Uyar'ın, "Paralel Güçler, Cemaatler" dosyası tam da 15 Temmuz hain darbe girişiminin 6. yıl anmaları öncesi, tüm Türkiye'ye siyaset-inanç ilişkisinin ne denli tehlikeli bir yapı olabileceğini gösterdi. Holdingleşen tarikatlar ve ticari yapıları tek tek su yüzüne çıkaran Cumhuriyet, yeni 15 Temmuz'lara "yeşil" ışık yakanları da bu diziyle uyarmış oldu. Unutulmasın ki, hain darbe girişimiyle 252 yurttaşımızı katleden FETÖ, yıllarca el üstünde tutulmuştu iktidar tarafından. Şimdilerde de benzeri oluşumlar ne yazık ki, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı'na sızmış durumdalar. O yüzden inanç siyaseti yapan parti(lere) naçizane bir uyarı; 15 Temmuz 2016 gece yarısında olduğu gibi dağılmak üzere olan "devlet yapısını" yüce Türk milleti, bir kez daha kanı pahasına sokaklardan toplamak zorunda kalmasın...Cumhuriyet'in bayram döneminde ses getiren bir özel çalışması da SADAT adlı tartışmalı danışmanlık şirketinin, "Saray'dan aldığı" güçle koşut devlet yapısı oluşturma girişimini gözler önüne seren haberiydi. Yazarımız Işık Kansu, "Mehdi gelecek" sözleriyle ön plana çıkan SADAT kurucusu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski danışmanı Adnan Tanrıverdi'nin "İslami Ülkeler Konfederasyonu İçişleri Bakanlığı" oluşturma çabasını su yüzüne çıkardı. Kasım ayında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi'nin