Elektrik krizi ve gece maçları!

Türkiye'nin son iki haftadaki gündemi elektrik ve doğalgaz kriziydi. Özellikle de elektrik sorunu, iktidarın yüzüne tokat gibi çarptı.Isparta'nın günlerce karanlıkta kalışı, karakışta insanların evlerinde ısınamayışı hatta donarak can verişi, Enerji Bakanı'nın TV kamerasının ışığında basın açıklaması yapması tarihe kara bir leke olarak geçti.Cumhuriyet, gerek Isparta'daki dramı, gerekse enerji dağıtım sıkıntısına neden olan "özelleştirme" furyasını hafta boyu gündeme getirdi. Olayların Ardındaki Gerçek köşesi de kesinti karşısında çaresiz kalan elektrik dağıtım şirketlerinin haraç mezat yandaş firmalara satışının perde arkasını irdeledi. Özetle: 20 yıllık AKP politikaları, ülkeyi enerji krizinin merkezi yapmıştı.Görünen o ki her türlü çevre koruma yasası hiçe sayılarak büyük bir hızla inşa edilen nükleer santrallar bile enerji gereksinimi karşılamayacak bu kafayla gidersek!Öyleyse ne yapacağızÖnce dağıtım şirketleri kamu hizmeti verdiklerinin farkına varacak. Sonra da tasarruf için ışığı kapatacağız. Enerji Bakanı'nın dediği gibi hem cüzdanımız için hem de ülkenin milli değerini koruma adına böyle davranmak zorundayız. Örneğin, Beştepe'deki Saray'dan başlayıp gereksiz bütün aydınlatmalara veda edeceğiz. Belki de aynı gemide olacağımız iki üç konudan biri enerji!Durum böyleyken, Türkiye'nin şu ünlü beş kamu inşaatçısından biri olan Nihat Özdemir'in başkanlığını yaptığı TFF, gece maçlarında ısrar ediyor. Oysa, günler uzamaya başlamışken maçları gündüz oynatabilir, statların aydınlanma pilonları ve elektriğe dayalı ısıtma gibi kalemlerde tasarrufa gidilebilir. Gerçi, bu işin ucu, enerji dağıtım sektöründe de faaliyet gösteren LİMAK'ı maddi açıdan etkiler, ama Nihat Bey'in devletten aldığı "döviz ve geçiş" garantili ihaleler şirketinin zararını misliyle karşılar...Ve karar sadece Nihat Bey'e