Diplomasi ve ulusal prestij!

Cumhuriyet gazetesinin 23 Mayıs 2021 tarihli sayısında Türkiye'nin, NATO konusunda attığı adımlar irdeleniyordu. Olayların Ardındaki Gerçek köşesinde "Türkiye NATO konusunda ne yapacak" başlığı ile yayımlanan yazıda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Kuzey Atlantik Paktı'na üye olmak isteyen İsveç ve Finlandiya'yı veto edişinin ayrıntıları masaya yatırılıyor, iki ülkenin terör örgütü PKKPYD ile yakın ilişkisine vurgu yapılıyor ve bir anlamda, bu kararın ülke çıkarlarları açısından önem taşıdığına vurgu yapılıyordu.. Yazının can alıcı noktası ise Erdoğan'ın kararından bazı "baskılar" sonucu geri adım atma olasılığıydı. Çünkü, bu konudaki "u" dönüş, uluslararası prestijimizin yara alması anlamına gelecekti.Ve aradan sadece 40 gün geçtikten sonra, Cumhuriyet'in dikkat çektiği o geri adım atıldı, Madrid'deki NATO zirvesinde. Erdoğan "ulusal çıkarlar için" diyerek ABD'nin arabuluculuğunda Finlandiya ve İsveç'e NATO üyeliği onayını verivermişti!Peki, Erdoğan'ın söz ettiği o çıkarlar neydi- PKKPYD'nin Finlandiya ve İsveç tarafından artık desteklenmemesi..- ABD'nin F-16 uçaklarının satış ve yenilenmesine izin vermesi..Açıklamalar, ulusal çıkarlar bağlamında tatmin edici gibi dursa da, hepimiz biliyoruz ki Batı o sözlerini, -tıpkı eski günlerde olduğu gibi- tutmayacak. Çünkü, yukarıda adı geçen çekinceler, "Madrid mutabakatı" ile garantiye alınacak kadar basit meseleler değil.İşte Cumhuriyet'in 2 Temmuz tarihli sayısındaki, "NATO, veto ve ulusal çıkarlar" başlıklı yazıda da bu tehlikeye dikkat çekildi. Bir anlamda, "Söz uçar, yazı kalır. Konu önemlidir, sıradan bir mutabakatla geçiştirilmesin" denildi.Yine, "şak şakçı" merkez medyanın "uluslararası zafer" diye duyurduğu Madrid buluşmasının perde arkası manşeti de Cumhuriyet'in tarihe düştüğü bir nottu. Erdoğan'ın, İspanya'ya gitmeden önce, esip gürlemesi; hemen ardından Kastilya'nın göbeğinde de önüne uzatılan metni imzalaması, itibar kaybının fotoğrafıydı. Hüseyin Hayatsever imzalı, "Türkiye'de esti, Madrid'de sustu" başlıklı kulis haberinin can alıcı noktası ise kuşkusuz, mutabakatın PKK'yi terör örgütü sayıp, bu cani yapılanmanın yan kolu PYDYPG'nin es geçilmesiydi. Demek oluyor ki, Türk dış politikası, önüne uzatılan metni bile yorumlamaktan uzak AKP sayesinde!Geçen haftanın NATO buluşması dışındaki en önemli ikinci gündem maddesi, asgari ücrete yapılan zamdı. Ülkede enflasyon almış başını giderken, TÜİK denen güvenilirlikten uzak kurum bile yaşanan yaşam pahalılığını yüzde 70 ile 80 bandı aralığında