Depremin öğretilmiş çaresizliği

Öğretilmiş çaresizlik için sosyologlar, "...Kaybetmişlik kültüründe, bireylere neleri yapamayacakları o kadar güçlü bir biçimde aktarılır ki bireyler içindeki başarma güçlerine, önlerindeki fırsatlara ve karşılaştıkları koşullara bakmaksızın, denemede bulunmadan peşinen kaybetmeyi kabullenirler" yorumu yapıyor.Türkiye de deprem konusunda ne yazık ki, öğretilmiş çaresizlik sarmalında. 6 Şubat depremi sonrası, aktif fay hattı üzerinde oturan milyonlar, "çözümsüzlük" nedeniyle ölümü bekliyor. Bırakın depremi, üfleseniz yıkılacak yapılarda oturuyor çoğunluk. Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, bir sohbette bu konuya dikkat çekti: "Ülkede çarpık yapılaşma oranı yüzde 70. Son deprem bölgesinde kilometrekareye 125 kişi düşüyordu. Olası Marmara depreminin beklendiği İstanbul'da ise kilometrekarede 3 bin kişi yaşıyor. Çaresizce acı çekiyor İstanbul." Görüldüğü gibi tam bir öğrenilmiş çaresizlik durumu.GÖRÜR'Ü YİNE DİNLEMEDİLER!Türkiye'de deprem konusunda herkes bilirkişi, uzmanları ise önemseyen yok. 6 Şubat depreminden 3 yıl önce başlamıştı yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, Kahramanmaraş, Adıyaman, Gaziantep'i işaret edip "Büyük deprem geliyor" demeye. Kimse dinlemedi, yüksek katlı evini tek katlıya çeviren 3-5 yurttaşın dışında. Görür, 6 Şubat yıkımı sonrası tüm Türkiye'yi bir kez daha uyardı çıktığı TV programlarında. Geçen haftaki sohbetimizde de "Antakya ve Adana'ya doğru Maraş depremiyle kırılan fayın devamı var. Orada kırılmamış olan faylar kırılarak yeni depremler üretebilir. Yerel ve merkezi yönetimler duysun..." demişti Cumhuriyet'e.Duyan olmadığı gibi, önlem de almadılar. Defne merkezli 6.4 ve 5.8'lik iki deprem, Hatay'ı iyice yıktı. Geçen hafta, şova dönüşen yardım kampanyasında biriken milyarlar çadıra, konteynere, seyyar tuvalete dönüşmeyince insanlar "güya hasarsız" evlerine girdi ve enkaz altında kaldı. Hem çaresizdiler hem de devlet adına açıklama yapan birileri(!) güvence