Kar günlükleri

KAR HABERLERİ Haberler çok hoş... Kar yağıyor. Kış vakti "kelebek" baskını her yer... Kışta ıspanak, pırasa; portakal, elma, limon... Pahalı ucuz; her neyse... Manav tezgâhlarına bayılıyorum. Haberler çok hoş... Ocak, kar, meyveler... Ha, bunlar bildiğimiz şeyler; dünyadan haber ver, demeyin. Manşetlere bakmayın! Kar yağıyor; sokak lambaları kar ışık... Mevsimler dönüyor. Saçlarım ağarıyor, ağardı. Gözlerimin altı mor, kırışık... Haberler çok güzel... Ne konuşsan; ne değişiyor; bari mevsimleri kaçırma! KARALTI DÜNYASI Kötü hava şartları diye şartlandırıyorlar bizi. Kar diye apak bir şey var. Kar kalkar ve altından; altından kıymetli neler çıkar. Kardelenler... Kardeşlerim peşimden geliyor'un habercileri... Hem hayat hem ölüm iç içe... Yuhyi ve Yümit... Bizim bunca kar korkumuzu küreyip atarlar. Yoo, bu kötü hava yanlışçılarına aldırma. Karaltından haberi yok onların. Onlar hayata dümdüz bakanlar. Bakıp da görmeyenler... ÇOCUKLAR VE KAR Hafif bir müzik gibi kar... Yağar, yağar. Ak pak bir yüzüm olur. Yollarda izim... Unuturum telâşeler çıkmazını. Birden "biter" bütün işlerim! Yollar gökyüzüne çevirir yüzünü. Tane tane konuşur ve güler kar. Neden çocuklar ve kar; Birbirine âşıklar gibi bakar Çocuklar ve kar... Kim bıkar! KAR İZLERİM Havada kar kokusu... Parmak uçlarım; üşüyen bir çocuk... Lokantaların puslu camları... Acıkmış bir çocukluğum durur önünde... Elleri cebine gider boş yere. Kardan adam gibidir şehirler... Hattâ ondan da beter... Bir tas çorba bile ikram etmezler. Bu şehir bana yetmez, sana yetmez. Kime yeter! Yine kar şehirler... Yine çocukça efkâr... Bir aşkın sığınışı gibi kuytu yerlere... Hesaplar aşkı ve çocukluğu bir tutar. İkisinde de sürgit hayretler var. Ha bugünkü ha dünkü kar... Ne var Kar gelince bu heyecanlanmalar! Daha ne olsun; içinde çocukluğum var! KAR, KÂR, YÂR Kar'ı görüyorsun; Sonsuz Yâr'i görmüyorsun, ha! Ne diyeyim! Sen kar'ı, kışı da görmüyorsun. "Karakış..." görüyorsun. Bakışların bozuk; gözlüklerin kara... Kitaplarını değiştir; aldatmışlar seni. Oturup konuşalım bir gün. Bir fikir alış verişi olur. Karakışlı, kara bakışlı hallerden döneriz. Karla, kendimizle yeni-den tanışırız. Orhan Veli'yi güzel havalar; Bizi bu okullar mahvetti. Hepsi "ayrı nakış" karları anlattı; Nakkaş'ı anlatmadı. Kar'ı, baharı yeniden oku! Kara bak kara! Kâr, kar içinde... Yâre bak Yâr'e! O sonsuz çare... Kara bak kara! İyi hava şartları... Bahar müjdesi kar; Diriliş şarkıları... Kar'a bak kar'a! "Kara" bakışları geç! Karda bari kararma! Kendine sıcak bakışlar seç! Koşup durma; vakit ayır! Kar sesine... Yâr sesine... Bahar sesine... Koşup duma; dur da bir bak kendine! Koşup durma; nefes nefese, ölümüne... Kalbin bir şeyler söylüyor; dinle! Koşup durma; kar yağıyor. Herkeste bir çocukluk; günahlar yıkanıyor. Koşup durma; durarak koş! Kar yağar; gün doğar... Sessizlik, alır başını gelir. Yüzü ağarır dünyanın. Koluma girer sükûnet; Bir aşkı başlatır gibi. Kar yağar; ağlar bir çocuk; Ellerimin hatırası büyür. Kar, aynı kar; yollar büyümüş biraz. Daha bir soğumuş zamanlar. Bilmem; çocuk yanlarım ağlar! Kar, yine kar gibi (yağar.) Kocaman şehirler, çocuklar gibi ağlar. Hani... kar gibi deriz ya... Kar ne gibi Her ân takdirnamesi, alkışı yanında... karne gibi... "GAMZELİ ŞİİR"