Ali Ferşadoğlu

Yeni Asya

'Bana bir daha kitap getirme!'

Çıkışta camiden cemaatdaşıma "Biliyorsunuz Âlâk Sûresi ilk âyet: "Yaratan Rabbinin ismiyle oku!" şeklindedir. 3. âyete, "Oku!" emri tekrarlanır. 4. âyet, O, kalemle öğretendir. 5. âyette, "İnsana bilmediği şeyleri öğretti." diye ilme, bilime yönlendirir" diye hatırlattık."Tabiî, mutlaka okumamız gerekir. Müslümanlar hiç okumuyor! dedi. Bir başka za

'Zaman her şeyin ilâcıdır' doğru mu

S. Ersoy isimli bir okuyucumuz, "Zaman her şeyin ilâcıdır sözü doğru mudur" diye soruyor."Zamanın her şeyin ilâcı" olması izafidir. Birçok mesele zamanla anlaşılır, gerçeği ortaya çıkar, aşılır demektir. Ki, "Zamana bırak, göreceksin ki hallolacak" diye teselli ederiz biri birimizi. Hayat iniş-çıkışlarla doludur. Bu söz bize, "hadiselere takılmada

Peygamber soyundan geldiğim halde hiç övünüyor muyum

Günümüzde sistem ve iktidar işleri dehşetli bir "ırkçılık, milliyetçilik, ego" üzerinden yürütüyor!İktidar muhibbi -haliyle devletçi bir tanıdık da- her vesileyle "Kökenim Türk, soyum Kürt, şöyle üstünüm!" diye böbürlenir "Ben Peygamber soyundan geldiğim halde övünüyor muyum hiç!" deyince, "Hangisinin.." dediler şaşkınlıkla. "Şaka değil, gerçekten

Vazifeni yap, gerisine karışma!

Nemrut, Hz. İbrahim'i (as) yakmak için dağ gibi ateş hazırlayınca bir karınca ağzına bir huzmecik su almış can hıraş koşuşturmaktadır. "Ne oldu, nereye böyle" diye sorar:"Duydum ki, zalim Nemrut Peygamberi yakmak için ateşi tutuşturmuş, söndürmeye gidiyorum!" Arkadaşları gülüşür: "Yahu... Senin taşıdığın sudan ne olacak, bu ateşe hiç kâr etmez ki!"

Risale-i Nur'un verdiği huzur-u daimi

Thomas Michel, katıldığı sempozyum ve toplantılarda, "Risale-i Nur'u nasıl tanıdım, bir Hıristiyan rahip olarak onu niçin okuyorum" diye başlar."Said Nursî, modern zamanda insanları eski zamanın mağaralarına götürerek değil; modern dönemin şartları içinde imanı nasıl muhafaza edeceğini gösteren bir yol açmıştır. Bu yol, Allah merkezli bir hayat yaş

"Kaç paralık tüccarım!"

Akıllı tüccar kim, kârlı alış veriş nasıl olurKâr gayesi ile mal mübadelesi, yani, değiş tokuşu mesleğine ticâret, bu mesleğin mensubuna tâcir (çoğulu tüccâr) denir. Hava tarlasına bir kelime ekilir, her yere gider yüz binlerce, milyonlarca, trilyonlarca söz olur! Toprağa bir haşhaş tohumu ekilir, binlerce tane alınır. İndirimli satışların yapıldı

"Dost hatırı büyükse!.."

Bektaşi, mütedeyyin bir arkadaşına misafir olur. Ezan okununca, şu teklifi alır:"Buyurun erenler, namaz kılalım!" Bektaşi de, "Eyvallah!" diyerek hemen onunla namaza durur. Namaz sonunda hâne sahibi, "Unuttun mu, galiba namazı abdestsiz kıldın; zirâ hiç abdest aldığını görmedim!" Bektaşi gayet sakin ve kendinden emin şöyle der: "Bizde ahbap hatırı

Esaretten kurtaran kahvenin hatırı!

Mütedeyyin atalarımız, "İyilik eden, iyilik bulur" demişler. Gerçek şu ki, iyilik edenleri herkes sever. Gün gelir, iyilik yapanlar zora düşerse, kendisinden iyilik görenler onu unutmaz.Aradan 40 yıl geçse bile! İşte, "Bir fincan kahvenin 40 yıl sonra esaretten kurtarma minnettarlığı hikâyesi: Üsküdar İskelesi'nde kahve yapıp satan kahveciye her te

Çektirdiklerinizin aynısını çekersiniz

Ey iktidar sarhoşları!Bebek, çocuk, masum hamile kadın, genç, ihtiyar pek çok kişiyi "iftira" ile "terörist"likle suçladınız! 300 bin suçu sabit olmayan insanı tutukladınız, hapse attınız. KHK (Kanun hükmünde kararname) ile dinî sohbete katılmış, katılmamış cemaatdaş kim varsa 7 sülâlesini suçlu ilân ettiniz! "Adamlar ne istedilerse verdiniz!", son

Yeni Asya'nın hizmetlerini kim inkâr edebilir

Zamanımızın müsbet-menfi en etkili silâhlarından birisi kitle iletişim vasıtalarıdır.Kemalist zihniyet, toplumları yönlendirmek; manipüle etmek; kutuplaştırmak, gerginlik, ümitsizlik meydana getirmek istemektedir. Yeni Asya, özetlemeye çalıştığımız şu hizmetleri sürdürüyor. İşte; İ'lây-ı kelimetullah'ı tebliğ etmeyi matbuat (basın yoluyla) da yapm