"Dost hatırı büyükse!.."

Bektaşi, mütedeyyin bir arkadaşına misafir olur. Ezan okununca, şu teklifi alır:"Buyurun erenler, namaz kılalım!" Bektaşi de, "Eyvallah!" diyerek hemen onunla namaza durur. Namaz sonunda hâne sahibi, "Unuttun mu, galiba namazı abdestsiz kıldın; zirâ hiç abdest aldığını görmedim!" Bektaşi gayet sakin ve kendinden emin şöyle der: "Bizde ahbap hatırı yüksektir. 'Namaz kıl' dedin, kıldık; eğer 'abdest al' deseydin, onu da yapardık!" Büyüklerimizin emirlerini, dostlarımızın ricalarını, arkadaşlarımızın taleplerini yerine getirmekten zevk alırız. En büyük dost Allah'tır. Öyle ise, onun emirlerini zevk ve sevinçle yerine getirmek gerekir. "İhlâsı kazanmak çok mühimdir. Bir zerre ihlâslı amel, batmanlarla hâlis olmayana müreccahtır. İhlâsı kazandıran, harekâtındaki sebebi sırf bir emr-i İlâhî ve neticesi rıza-yı İlâhî olduğunu düşünmeli ve vazife-i İlâhiyeye karışmamalı. Her şeyde bir ihlâs var. Hattâ muhabbetin de ihlâsla bir zerresi, batmanlarla resmî ve ücretli muhabbete tereccuh eder." (Lem'âlar, s. 137) Bir ihtiyaç, talep ve isteğinizi iletmek için ilin en büyük mülki amiri valinin huzuruna çıktınız. Ve derdinizi anlatmaya başladınız. O sırada içeriye bir memur veya hademe girdi. Birdenbire ona dönüp, "Bu iş nasıl olacak" diye işinizi halletmesini ondan ister misiniz Evet, taleplerimizi ihlâs ile, yalnız Allah rızası için O'na yaparız. O'nun