Alen Markaryan

Akşam

Yükseliş

Brnckhorst'un Ndour ve Mario tercihleriyle kurulmuş bir kadroyla çıkıyoruz Malmö maçına... Defans kurgusu zaten aynı...Immobile'nin yokluğunda beklediğimiz hücum varyasyonlarında daha marijinal fi kirlerdi ama oyunun gidişatını da gözlem altına alıyoruz...İnşallah gidişat müspet ilerler de rahat bir maç seyrederiz...Maçın en önemli anı her anı!!!!

Sevgili Bronckhorst, futbol basit bir oyundur, zor olan onu basit oynamaktır

Yakın geçmiş, uzak geçmiş! Farketmez! Yaşadıklarını beyninde biriktirirsen, önündeki hayata sermaye yaparsın... Sonra bozdur, bozdur harca... Sezgin kardeşimden Arda Kardeşler'e Bu haftaki maç ataması Zorbay Küçük'ten, MHK başkanı Ferhat Gündoğdu'ya farklı konulardan bir yazı demeti hazırlamıştım ama, bu son Kasımpaşa mağlubiyeti, kursağımızda kala

Enerji yok, iştah zayıf ve sıkıntı büyük...

Bir G.Saray maçı oynadık, maç harici elli musibetle uğraştırdılar bizi...Pazartesi-cumartesi güzel iş valla... G.Saray'ın maçı yok keyif çatıyor, sorsanız harika bir fikstür var...Adalet diye yürüyen Beşiktaş taraftarı, Semih'le Muçi'yi aynı anda ilk defa oynatan Bronckhorst ve zirveyle arayı açmak istemeyen Beşiktaş...Maçın 8. dakikasında uzun bir

Değişmez, Sevgili Feyyaz Uçar, değişmez...

Hocalar değişiyor Futbolcular değişiyor Takımlar değişiyor Tarih değişiyor Federasyon değişiyor Hakemler değişmiyor... "Harika" dedi maç sonu Feyyaz Uçar... Değişmez, sevgili Feyyaz Uçar, değişmez... En iyi sen bilirsin, senin topçuluk zamanında neler yaşadık, oradan başla... Özcan Oal'lar, Ahmet Akçay'lar, Metin Tokat'lar... Bitmez bunlar... Nasıl

Bir duran top, bir görmeyen hakem!!!

Topçunun kendiyle yaptığı savaşta en büyük silahı, yaşadığı zor karşılaşmalardan çıkardığı derslerdir. Kazanmışsa hele, Topçu özgüvenle dolar, yürüyüşü bile değişir valla... Tabii yediği ayazı da unutmayacak topçu!!! İşte Lyon maçı sonrası adeta dinlenmeden G.Saray derbisine çıkan Beşiktaş, bu çerçevede büyük bir sınava daha çıkıyor. Lyon maçı kadr

Perşembenin gelişi çarşambadan belli olurmuş

Uğursuz hangi else o, o elin çektiği kuranın üçüncüsündeyiz... Oynadığımız maçlar resmen Şampiyonlar Ligi seviyesi... Lakin buralardan güçlenerek çıkarsak, ligi domine ederiz. Bunun için Bronckhorst'un çok çalışması lazım... Bakalım bu gece çalışmış mı İlk 11'i Semih'le yapması lazım deyip de Semih'siz çıktığımız bilmem kaçıncı maç! Paulista'sız ge

Bahsettiğim en az 45 sene ha!

Umut Nayir bir dost sohbetinde, Üç yıl geçmesine rağmen "Sokakta beni kim görse G.Saray'a attığım golü soruyor" demiş... Aldı götürdü beni uzaklara bu kelimeler... Bunu övünmek ve sevindiği için söylediğini varsayarak, ki doğal hakkı O da bir şey mi Umut kardeşim diye mevzuya girecek oluyorum...Ve hala Necdet'i gördüğümde G.Saray'a Sami Yen'de tanr

Yeter ki inanın çocuklar...

Çıkacağımız çakıl taşı dolu yolların ilk adımını bu maçla atıyoruz... Önüne bir çizgi çizilmiş, Her adımını o çizgiye vurursan, yolu bilimsel olarak kısaltmış olursun Hele bir de dikine dikine yürürsen, tadından yenmez! Konya, Lyon, G.Saray maçları birbirinin içinde Nasıl başlarsak, öyle gideriz Eldeki olanaklarla en doğruya yakın bir kadroyu yakal

Yemin mi ettiniz Beşiktaş'a rahat yok diye!

Geçtiğimiz hafta Bahçelievler "Şehit Mustafa Özel" Spor Salonu'nda Beşiktaş'ın küçük kız voleybol takımının (2010-2011 doğumlular) THY kız takımıyla maçı vardı. Maçı 3-2 kaybettik...Lakin mesele maç değil, skor da değil. Mesele maçın 1. hakemine yükselen şikayetler... Maç içindeki genç kardeşlerimize davranışları, sözleri... Göz devirmeleri, takınd

Senin başarın Beşiktaş'ın başarısı demek...

En başta şunu söylemeliyim ki, takımlara gelen hocalar iyi niyetliyse, bildiklerini karşılıksızca seferber ediyorsa, öngörüleri ve taktik anlayıştaki becerileri güven aşılıyorsa ve hakikaten bizi inandırmışsa, ben istikrardan yanayım... Üç beş maç yenildi diye isyan etmem, dört elle sarılırım takıma...Ve sabrederim... Yazının gelişme kısmında şunu